2. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8628 Karar No: 2017/14270
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/8628 Esas 2017/14270 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2016/8628 E. , 2017/14270 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından davacı-davalı erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen maddi ve manevi tazminat talebi ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının ağır kusurlu olduğu kabul edilerek kadının yoksulluk nafakası (... m. 175) talebi reddedilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119/1-e bendine göre, dava dilekçesinde davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların açık özetlerinin gösterilmesi gerekir. Mahkemece davalı-davacı kadına kusur olarak yüklenen, "güven sarsıcı davranışlar" ile "fiziksel şiddet" vakıalarına davacı-davalı erkek, dava dilekçesinde dayanmamıştır. Davacı-davalının dayanmadığı vakıaların hükme esas alınması mümkün değildir. Bu sebeple belirtilen eylemler kadına kusur olarak yüklenemez. Kaldı ki, davalı-davacı kadına kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet vakıasının da dava tarihinden sonra meydana geldiği anlaşılmakta olup, tarafların kusur belirlemesinde dikkate alınamaz. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı-davacı kadının sürekli alkol kullandığı, ortak evde komşuları rahatsız edecek şekilde yüksek sesle müzik dinleyerek eşinin küçük düşmesine sebep olduğu, sürekli eve geç geldiği ve ev işleri ile yeterince ilgilenmeyerek birlik görevlerini yerine getirmediği, bunlara karşılık davacı-davalı erkeğin ise; temyiz edilmeyerek kesinleşen "eşini küçümseyen davranışlar sergilemesi ve eşinin önceki evliliğinden olan küçük kızına iyi davranmaması" kusurları yanında, davalı-davacı kadına yönelik bir sosyal paylaşım sitesi üzerinden hakaret içeren aşağılayıcı sözler sarfettiği anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen bu kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Toplanan delillerle, yukarıda açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı-davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak isteğin reddi doğru görülmemiştir SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.12.2017(Pzt.)