22. Hukuk Dairesi 2017/14235 E. , 2018/15901 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Davacı vekili, müvekkili işçinin bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece 13/04/2015 tarihli ek kararla, davacı vekilinin temyiz isteminin süresi içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, red kararı da davacı vekilince temyiz edilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun geçici 1. maddesi uyarınca, yürürlüğü devam eden, 5308 sayılı Kanun"la değişikliğe uğramadan önceki 8. maddesi hükmü uyarınca, iş mahkemesinden verilen kararlar, yüze karşı verilmişse tefhimi, yoklukta verilmiş ise tebliği tarihinden itibaren sekiz gün içinde temyiz olunabilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 321. maddesinin 2. fıkrasında, "Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hallerde, hakim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir." hükmü düzenlenmiştir. Bu sebeple, basit yargılamada 6100 sayılı Kanun"un 297/2. maddesindeki unsurları taşıyan hükmün, 6100 sayılı Kanun"un 321. maddesi uyarınca gerekçeli olarak açıklanması zorunludur.
Somut olayda, Mahkemece, karar, davacı vekilinin de hazır olduğu 13/04/2015 tarihli celsede tefhim edilmiş ise de, hükme ilişkin tüm hususlar gerekçesi ile birlikte açıklanmadığından, tefhim, 6100 sayılı Kanunun 321. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca usulsüzdür. Bu halde, temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacaktır.
Mahkemece verilen gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğ edilmediği, temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararın 03/09/2015 tarihinde tebliğ edilip davacı vekilinin 04/09/2015 tarihinde kararı temyiz ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde, temyiz süresinde olup, mahkemece, temyiz isteminin reddine dair tesis edilen ek karar usul ve kanuna aykırıdır. Anılan sebeple, ek karara yönelik temyiz isteminin kabulü ile mahkemenin 13/04/2015 tarihli ek kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 2004 yılında işe girdiğini, ... Belediyesinin 29.03.2009 tarihinde köye dönüşmesi nedeniyle görev yapan tüm memur ve işçilerin İl Özel İdaresine devredildiğini, davalının müvekkilinin bir kısım işçilik alacaklarını ve sosyal haklarını ödemediğini beyanla bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davanın husumet nedeniyle reddini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile mümkündür. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur.
Somut olayda, dava dilekçesinde davalı taraf olarak ... Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı gösterilmiş, Mahkemece davacının Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyon Kararı ile ... Belediyesi"ne devredildiği, buna göre davanın, belediyeye karşı açılması gerekirken, ... Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı"na açıldığı anlaşılmakla, davalının taraf sıfatının bulunmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Esasen davacının kabul edilebilir yanılgısı nedeniyle temsilcide hataya düştüğü anlaşılmış olup 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesine göre davanın ... Belediyesi"ne yöneltilmesi için davacı tarafa mehil verilmeli, usulüne uygun bir şekilde taraf teşkili sağlanarak tarafların gösterdiği deliller toplanmalı ve dosya yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre karar verilmelidir. Taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi usule aykırı olup hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.