Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. İİK. 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Somut olayda; alacağın likit ve belirli olmadığı, yargılamayı gerektirdiği, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, yanlış değerlendirme sonucu bu istemin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve HMK. 370/2.maddesi anlamında “Hakimin takdir yetkisi kapsamında” kalmadığından; hükmün ikinci bendinde yer alan "...davalının %40 oranında icra inkar tazminatı ödemesine mahkum edilmesine” ifadelerinin çıkarılarak (davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine) sözleri yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA 05.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.