(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2018/1480 E. , 2021/2132 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İli...İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 124 ada 3, 11, 30, 127 ada 11 ve 27 parsel sayılı sırasıyla 21.011.02, 20.794.80, 10.254.70, 18.262,68 ve 18.890,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Musa Ekinci adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak, çekişmeli taşınmazların müşterek muris...’e ait iken ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği iddiasıyla, tapu iptali ve müşterek muris ... mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında muris ..." nin diğer mirasçılarının davaya muvafakatleri sağlanmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu 124 ada 11, 124 ada 3, 124 ada 30, 127 ada 27 ve 127 ada 11 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının 1/80 oranında iptali ile davacı ... Ekici adına kayıt ve tesciline, kalan kısmın mevcut tapu malikleri üzerinde bırakılmasına karar verilmiş hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların Rıza, Musa ve İsmail"e ait olduğu ve bu kişilere atalarından intikal ettiği, davacının ise Rıza"nın torunu olduğu, dava konusu taşınmazların zilyetlik yolu ile kazanıldıkları da göz önüne alınarak, davacı tarafın kök murisinden eklemeli zilyetlik yoluyla 20 yılı aşkın süredir malik sıfatı ile zilyetliğinde bulundurduğu gerekçesiyle, Rıza"nın mirasçısı olan davacının payına düşen miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki;
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazların...."un mirasçıları arasında paylaşma yapıldığını, taşınmazların davacıların murisi Rıza"ya kaldığını savunmuş ve 12.05.2014 tarihinde yapılan keşifte de aynı beyanda bulunmuştur. Davacı vekili, keşif sonrası usulünce ıslah yapılmaksızın vermiş olduğu dilekçede, dava konusu taşınmazların murisleri Süleyman"dan kaldığını belirtmiş, ancak tapu maliki Musa"nın mirasçılarına söz konusu dilekçe tebliğ edilmemiş ve davalı ..., 11.06.2014 tarihli duruşmada davacının iddiasına muvafakat etmediğini belirtmiştir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, HMK"nın 141/ 2 maddesinin ""İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır."" hükmü gereğince, davacının usulüne uygun ıslah talebi olmadığı gibi, davalı tarafın da açık muvafakatinin bulunmadığı ve dava konusu taşınmazların..."den kaldığının kabul edildiği dikkate alınarak,..."ün mirasçılarını belirtir veraset ilamı alınarak dosya arasına konulmak suretiyle,..."ün ölüm tarihine göre tarafların mirasçı olup olmadıkları belirlenmelidir. Tarafların mirasçı olduklarının anlaşılması halinde murisin ölüm tarihi itibariyle terekesi ister müşterek (paylı) mülkiyet, ister iştirak (elbirliği) halinde mülkiyet olsun mirasçıların tereke malı üzerindeki zilyetliğinin malik sıfatıyla değil tereke adına sürdürülmesi nedeniyle, mirasçıların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mal iktisabı mümkün bulunmadığı gözetilmeli; ayrıca Rıza"nın çocuklarının İsmail"in ölümünden sonra zilyet oldukları beyanları üzerinde durularak, paya dayanan tarafa delilleri sorulup araştırılmalı, paylaşma yapılmış ise payları sorulmalı ve mirasçılık ilişkisinin bulunmaması halinde uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözüleceği göz önünde bulundurularak, kadastro tespit gününe kadar davacı taraf yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmelidir.
Mahkemece bu hususlar değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, davacı vekili tarafından Rıza terekesi adına karar verilmesi istemiyle dava açılmış olmasına ve yargılama devam ederken Rıza mirasçılarının davacı ... vekiline vekalet vererek davaya katılmış olmalarına rağmen, katılanların davası yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi ve karar başlığında davaya katılanların gösterilmemesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.03.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.