Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12706
Karar No: 2017/3832
Karar Tarihi: 19.06.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/12706 Esas 2017/3832 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/12706 E.  ,  2017/3832 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31/03/2015 tarih ve 2011/334-2015/221 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilleri ile davalı şirket arasında 2007 yılında acentelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre; müvekkillerinin davacı şirkete ait yüklerin boşaltma işlerini, müşterilere ait kargoların adresten alım ve teslim hizmetlerini, faturaların tahsili ile belirtilen diğer işleri yapacağını, bunun karşılığında da davalının müvekkillerine dağıtım ve toplama için gösterilen ücreti ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, müvekkillerinin sözleşmenin gereğini yerine getirdiğini ancak davalı şirketçe sözleşme hükümlerine ve TTK"ya aykırı işlemler yapıldığını, yapılan bu işlemlerle müvekkillerin zarara uğradığını, davalı şirkete ihtarname gönderildiğini ama sonuç alınamadığını belirterek şimdilik 10.000,00 TL’nin ihtarname tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslahla talep sonucunu 130.098,48 TL"ye çıkarmıştır. Birleşen davalarda ise, teminat senedi olarak verilen bonolar ve çek nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacıların sözleşme hükümlerine uymadığını, acentelik sözleşmesinin 13/08/2008 tarihinden itibaren feshedildiğini, davacı acentenin mevcut borcunu ödemediğini, takibe geçildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının davalının acentesi olarak faaliyette bulunduğu, acentelik sözleşmesinin davalı tarafça 13/08/2008 tarihinde feshedildiği, davacının 2008 yılı yasal defterlerine göre davalıdan 130.098,48 TL alacaklı göründüğü, davalı tarafça ibraz edilen defterlere göre davalının 31/12/2008 tarihi itibariyle davacıdan 5.635,82 TL alacaklı göründüğü, yasal defterlerin örtüşmediği, takip konusu yapılan 2 adet bono ve 1 adet çekin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı ancak davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, taraf defterlerinin örtüşmeme sebebinin davalı tarafın yasal defter kayıtlarında bazı işlemlerin alacak virmanı-borç virmanı olarak kaydedildiği ve bu işlemlerin neler olduğu hususunda tespit yapılamadığının olduğu, davacı tarafça düzenlenen acentelik sözleşmesi karşılığında yaptığı hizmete karşılık, davalı adına kesilen faturalara davalı tarafça itiraz olmadığı, davacı tarafın davalı adına kesilen ve acentelik sözleşmesi kapsamında verilen hizmet bedeline ilişkin faturalar nedeniyle davalıdan 130.098,48 TL alacaklı olduğu, söz konusu bu fatura bedelinin davalı tarafça ödendiğinin ispatlanamadığı, davacının belirtilen miktarda davalıdan alacaklı olduğu, davalının temerrüdünün 16/08/2008 tarihinde gerçekleştiği, davalı tarafın senetlerin sözleşme gereği 1 yıl davalı uhdesinde kalacağını beyanla teminat senedi olduğunu kabul ettiği, takip konusu senetlerin teminat senedi vasfı taşıdığından takiplerden feragat edildiği, takip konusu yapılan 2 bono ve çekin teminat olarak verildiğinin anlaşıldığı, mevcut olgular karşısında davalının kötüniyetli olduğu, davacının % 40 kötüniyet tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle birleşen menfi tesbit davasının kabulüne; alacak davası yönünden, davacı tarafça davalı adına kesilen 130.098.48 TL tutarındaki faturaya davalı tarafın itiraz etmeyip fatura muhteviyatını kabul etmiş sayılacağından ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulü ile 130.098,48 TL’nin 16.08.2008 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava acentelik sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve teminat senedi olarak verilen bonolar ve çek nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Ancak, 14.06.2011 havale tarihli ilk bilirkişi raporunda davalı tarafça yapılan mahsubun neye dayalı olarak yapıldığının ispatlanmadığı belirtilmiş ve tutarı 116.517,22 TL olan davacı tarafça davalı tarafa gönderilen havalelere dair bir belirleme yapılmamıştır. İkinci olarak farklı bir heyetten alınan bilirkişi raporunda ise, bu kez davacının davalı hesabına gönderdiği 116.517,22 TL tutarındaki ödemenin neye karşılık gönderildiğinin yazılı delillerle açıklanmadığından bahsedilmiştir. Davacı taraf 2007 yılında işletme defteri tutmakta olup, 2008 yılında ise yevmiye ve kebir defteri tuttuğu, bilanço esasına geçtiği bilirkişi raporunda belirlenmiş, fakat bu defterlerin de kapanış tasdiki olmadığı için usulüne uygun tutulmadığı belirtilmiştir. 6762 sayılı TTK’nın 82 vd. maddesine göre, usulüne uygun tutulmayan defterler sahibi lehine değil aleyhine delil olur. Buna rağmen, mahkemece davacı tarafın usulüne uygun olmayan defterlerine dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda, alınan her iki raporunda hüküm kurmaya elverişli olmadığı ve yapılan tespitlerin birbiriyle örtüşmediği göz önüne alınarak, yeni bir bilirkişi heyetinden taraf defterlerinin karşılaştırılması suretiyle rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi