21. Hukuk Dairesi 2014/1056 E. , 2015/3311 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk İş Mahkemesi
Davacı, resen borç çıkaran ve bazı çalışanlarının bildirimlerini iptal eden kurum işlemleri ile prim borçlarının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, resen borç çıkaran ve bazı çalışanların bildirimlerini iptal eden Kurum işlemleri ile prim borçlarının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Kurum kontrol memuru tarafından 13/02/2012 tarihinde davalıya ait işyerinde, işyeri durum tespit tutanağı düzenlendiği, tutanakta beyanda bulunan işyeri çalışanları, ..., ..., ... ve ... isimli şahısların işyerinde çalışmadıklarını belirttikleri, yine beyanda bulunan işyeri çalışanlarından ..., ... ve ... aylık 750,00TL, ... ise aylık 1500,00 TL ücret aldıklarını belirttikleri, tutanağın beyanda bulunan işyeri çalışanları ve davalı işveren tarafından imzalandığı, durum tespit tutanağına dayanılarak, Kurum tarafından ..., ..., ... ve ... isimli şahısların bildirimlerinin iptal edildiği, yine bildirimleri asgari ücret üzerinden yapılan ..., ..., ... ve ... yönünden ise, sigorta primine esas kazançları eksik bildirildiği gerekçesiyle davalı işverenden ek bildirim istendiği, yargılama sırasında mahkeme huzurunda beyanda bulunan ..., ... ve ... asgari ücretle çalıştıklarını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 59. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. Diğer bir anlatımla; yetkili kişilerce düzenlenen ve tarafların ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığı tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olup, aksi ancak yazılı delille kanıtlanabilir.
Ne var ki, aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olan tutanaklar ile ifade edilen tutanaklar Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından belgelere dayalı olarak düzenlenmiş olanlar ile belgeye dayalı olmamakla birlikte düzenlenmesinde hazır bulunan işveren, işçi veya üçüncü kişi beyanları uyarınca düzenlenerek doğruluğu ilgili kişilerin imzaları ile tasdik edilen ve imza inkârına konu olmayan tutanaklardır.
Öte yandan, 5510 sayılı Kanun’un 92. (mülga 506 sayılı Kanunun 6.) maddesinde ifade edildiği üzere “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memuru tarafından düzenlenen tutanağın, hazır bulunan davalı işveren ve işyeri çalışanları tarafından imzalandığı, herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadığı, öte yandan tutanakta, beyanda bulunan şahıslardan taraf haline getirilenler, her ne kadar mahkeme huzurunda asgari ücretle çalıştıklarını belirtmişler ise de, bunu haklı, makul ve kabul edilebilir bir sebebe dayandıramadıkları, dolayısıyla davanın reddi yerine yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.