22. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/14194 Karar No: 2018/15897 Karar Tarihi: 26.06.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/14194 Esas 2018/15897 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2017/14194 E. , 2018/15897 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin 07.12.1998-14.12.2013 tarihleri arasında davalının ... Şubesinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, 14.12.2013 tarihinde haklı bir sebep olmaksızın işverence işten çıkarıldığını beyanla, eksik ödenen kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ve yıllık izin ücret alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında davacının fazla mesai alacağına hak kazanıp kazanmadığı tartışmalıdır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Söz konusu alacağa dair iddianın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda, davacının davalı işyerinde 07/12/1998-14/12/2013 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak çalıştığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 9. maddesinde "işin özelliği ve görülecek lüzum üzerine normal çalışma saatleri dışında fazla çalışma yapılabilir. Bu fazla çalışma ücreti dahi 6.maddede belirlenen ücrete dahildir.” düzenlemesi yer alırken, atıf yapılan 6.madde de aylık ödeme düzenlemesine yer verildiği görülmüştür. Yargıtay içtihatlarına göre, aylık ücrete fazla mesai ücretinin dahil olduğu durumlarda, yılda 270 saati aşan fazla çalışmalar için ücret talep edilebilecektir. Bu sebeple davacının iş sözleşmesinde ki düzenleme gereği yılda 270 saat fazla çalışmanın ücrete dahil olduğunun kabulü ile yıllık 270 saati aşan çalışmalar için fazla mesai ücreti hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ile hazırlanan rapora itibarla hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.