22. Hukuk Dairesi 2017/13201 E. , 2018/15891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... Ltd. Şti. ile ... Ltd. Şti. Vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ... Gıda Ltd. Şirketinde 2013 yılına kadar çalıştığını, ... Ltd. Şirketinin diğer davalı ... Otomotiv Filo Kiralama San. Tic. Ltd. Şirketine devredildiğini, müvekkilinin bu şirketteki çalışması da devam ediyorken yeni işveren tarafından sigortasının 2013 yılının 6.ayından itibaren yatırıldığını, işverence sebep gösterilmeksizin 2013 yılının Ekim ayında işine son verildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı her iki davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işyeri devri olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı maddenin üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Değinilen Yasanın 120. maddesi hükmüne göre, mülga 1475 sayılı Yasanın 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
İşyeri devrinin temel ölçütü, ekonomik birliğin kimliğinin korunmasıdır. Avrupa Adalet Divanı kararlarına göre, maddî ve maddî olmayan unsurların devredilip devredilmediği ve devir anındaki değeri, işgücünün devri, müşteri çevresinin devri, işyerinde devirden önce ve sonra yürütülen faaliyetlerin benzerlik derecesi, işyerinde faaliyete ara verilmişse bunun süresi, işyeri devrinin kriterleri arasında kabul edilmektedir.
Maddî ve maddî olmayan unsurların devri söz konusu olmaksızın da işgücünün önem taşıdığı sektörlerde ekonomik birliğin önemli unsurunu olan işçilerin devri de, işyeri devri olarak kabul edilmelidir.
Devirden sonra işyerindeki ekonomik birliğin kimliğini koruyup korumadığının saptanabilmesi için, yürütülen faaliyetin devirden sonra yeni işveren tarafından aynı veya özdeş biçimde sürdürülmesi ölçütü yanında, işyerinin taşınmaz ve taşınır malları ile maddî olmayan varlıkların, işyerinde çalışan işçilerin sayı ve uzmanlık bakımından çoğunluğunun, bunun yanı sıra müşteri çevresinin devredilip devredilmediği, devir öncesi ve sonrasındaki faaliyetler arasında benzerlik olup olmadığı, devir sebebiyle işyerinde faaliyet askıya alınmışsa askı süresi gibi koşullar da göz önünde tutulmalıdır.
4857 sayılı Yasanın 6. maddesinde yazılı olan “hukukî işleme dayalı” ifadesi geniş şekilde değerlendirilmeli, yazılı, sözlü ve hatta zımnî bir anlaşma da yeterli görülmelidir.
İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.
İşyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez.
Bu açıklamalar ışığında, iş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. mülga 1475 sayılı Yasanın 14. maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Yasanın 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
Somut olayda, davacı davalılardan ... Gıda Ltd. Şirketinde 2013 Şubat ayına kadar çalıştığını, sonrasında devir olup diğer davalı ... Ltd. Şirketinde de çalışıyorken sigortasının yeni işveren tarafından 2013 yılının 6.ayından itibaren yatırıldığını, her iki davalı işveren arasında işyeri devri olup, çalışmasının kesintisiz olduğunu ileri sürmüştür.
Dosyaya bakıldığında davacının ilk olarak davalılardan ... Gıda Ltd. Şirketinde işe girdiği ve çalışmasının 28.02.2013 tarihinde sona erdiği, ancak işten nasıl çıktığına ilişkin dosyada bir delil olmadığı anlaşılmış, kayıtlara göre bu çalışmasından 4 ay sonra 05.06.2013 tarihinde diğer davalı ... Ltd. Şirketinde işe girmiştir. Davacı kesintisiz çalıştığını ve davalılar arasında devir olduğunu iddia ederken, davalı ... Ltd. Şirketi işyerinin kiralandığını ve önceki şirketle ticari bağ olmadığını savunmuş, 19.04.2013 tarihli kira akdini dosyaya sunmuştur. Dinlenilen davacı tanıklarının da beyanlarında sadece davalı ... Ltd. Şirketine ilişkin açıklamada bulundukları anlaşılmış, tanıkların davalı ... Ltd. Şirketinde de çalışmaları olup olmadığı ve davacının çalışmalarının kesintisiz olup olmadığı tespit edilememiştir.
Mahkemece davalılar arasında işyeri devri olduğunu kabulle alacaklar hakkında hüküm kurulmuş ise de; davalılar arasında bir ilişki bulunup bulunmadığı, davacının çalışmasının kesintisiz olup olmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
2-Diğer bir husus, Mahkemece davacı tanıklarına itibarla davacının 05.05.2009-09.10.2013 tarihleri arasında çalıştığı dönem fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmıştır. Tanıkların beyanlarına ancak birlikte çalıştıkları dönem için itibar edilebileceğinden, tanıkların birlikte çalıştıkları dönem tespit edilmeden eksik inceleme ile 2009- 2013 tarihleri arasında tüm dönem açısından fazla çalışma alacağının kabulü hatalı olup bir diğer bozma nedenidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 26.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.