19. Hukuk Dairesi 2014/5803 E. , 2015/2456 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. ... ile davalı temlik alan LBT Varlık Yönetim A.Ş. ile birleşen .... Varlık Yönetim A.Ş. vek.Av. ....i"nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili şirket yetkilisinin aracında bulunan çantasının çalındığını, müşteri çeklerinden dava dışı A ve A Tekstil San. ve Paz. Ltd. Şti. tarafından müvekkili adına düzenlenmiş dava konusu çekinde çanta içerisinde olduğunu, müvekkili şirketin rızası dışında elinden çıkan sözkonusu çekin, icra takibine konulduğunu, davacının bu çekle borçlu olmadığının mahkeme kararları ile sabit olduğunu, çekin meşru hamili olması nedeniyle çek üzerindeki tüm hakların müvekkiline ait olduğunu, çekteki ciro zincirinin kopuk olup, bankanın çekin meşru hamili olmadığını, çek üzerindeki kaşe ve imzanın sahte olup, çeki ciro yoluyla alan bankanın, çekin çalıntı olduğunu ve üzerindeki ciroların sahte olduğunu bilebilecek durumda bulunduğunu iddia ederek, çekin ve çek bedelinin istirdatına ve icra dosyasındaki paranın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, TTK"nun 704 ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 792. maddesine göre, hamilin ancak çeki kötüniyetli iktisap ettiği ve ağır kusurlu bulunduğu takdirde o çeki iade ile yüklü olduğu, hamilin kötüniyetli sayılabilmesi için de bu çekin iktisabında çekin rıza dışı elden çıktığını bilmesi veya iktisapta ağır kusurunun bulunduğunun ispat külfetinin çekin elinden rıza dışı çıktığını iddia eden davacıya ait olup, somut olayda, davacı tarafça, çekle ilgili olarak icra takibi yapan bankanın çekleri kötüniyetli iktisap ettiği ve iktisapta ağır kusurlu olduğunun ispatlanamadığı, emre yazılı çeklerdeki ciro silsilesinde sadece görünüşte kopukluk bulunması hususunun aranacağı, bu nedenle dava konusu çekin ciro silsilesinde bir kopukluk bulunmadığı, icra takibi yapan bankanın da çeki buna itibar ederek aldığı ve çekin çalıntı olduğunu bilebilecek durumda olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çek nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu çekin çalındığını, müvekkilinin çekte lehdar olduğunu ancak, çek arkasındaki müvekkiline atfen basılan kaşe ve imzanın müvekkiline ait olmadığını iddiaları arasında belirtmiştir. Sahtecilik iddiası, mutlak def"ilerden olup, herkese karşı ileri sürülebileceğinden ve bunun için hamilin iyiniyetli olmasının sonuca etkisi olmadığından mahkemece çek arkasındaki davacıya atfen atılan kaşe ve atılan imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünden inceleme yaptırılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle ve eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.