21. Hukuk Dairesi 2014/4894 E. , 2015/3286 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 09/07/2001-24/08/2004 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 09/07/2001-24/08/2004 tarihleri arasında kesintisiz olarak geçen hizmetinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait hizmet cetvelinde davacının 15/11/1980-22/11/2010 tarihleri arasında toplam 3984 gün hizmetinin bulunduğu, davalı işyerince 24/08/2004-22/11/2010 tarihleri arasında hizmet bildiriminde bulunulduğu, tespiti talep olunan dönem içerisinde Kurum"a bildirilmiş herhangi bir sigortalılığının bulunmadığı, Kurum kayıtlarına intikal eden ve davalı işyerinde geçen hizmete yönelik olarak düzenlenmiş olan 24/08/2004 tarihli işe giriş bildirgesindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığının Adlî Tıp Kurumu"na ait rapor ile belgelendiği, davalı işyerinin 15/02/1997 tarihinden itibaren mobilyacılık faaliyetinden dolayı 506 sayılı Yasa kapsamına alınmış olduğu, 2001-2004 yılına ait dönem bordrolarının getirtildiği, yapılan zabıta araştırması neticesi davalı işyerine komşu olan işyerlerinin Mahkemeye bildirildiği, bir kısmı bordrolu çalışan olan davacı tanıkları ile Mehkemece re"sen tespit edilen bordro tanıklarının dinlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda yetersiz tanık beyanları esas alınarak fiilî ve sürekli çalışmanın tereddüt oluşturmayacak şekilde ortaya konmaksızın sonuca gidilmiş olması bozmayı gerektirmektedir.
Yapılacak iş; duruşmalarda dinlenen tanık beyanlarının yetersiz olması nedeniyle ihtilaf konusu dönem kapsamında davalı işyerinde çalışması bulunan kayıtlı bordro tanıklarını dinlemek, ayrıca bu tanıkların adresleri tespit edilemediği ya da beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığıyla davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden ..."ye iadesine
23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.