11. Ceza Dairesi 2020/3325 E. , 2021/1172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 311. maddesi uyarınca eski hale getirme talebiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme mercii Yargıtay"ın ilgili dairesi olduğundan mahkemenin hukuken geçersiz olan 05/02/2015 tarihli ek kararı kaldırılarak sanığın yokluğunda verilen 30/12/2013 tarihli hükmün gerekçeli kararının tebliğ tarihinde sanığın Silivri 7 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda olduğu, 7201 sayılı Yasanın 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin geçersiz olduğu anlaşılmakla sanığın eski hale getirme talebinin kabulü ile öğrenme üzerine verdiği 28/01/2015 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
1-Yargılama sırasında başka suçtan hükümlü olarak cezaevinde bulunan sanığın, 21/11/2013 tarihli savunmasında duruşmadan vareste tutulma talebi olmaması karşısında 5271 sayılı CMK"nın 193 ve 196. maddeleri uyarınca son celsede duruşmada hazır bulundurulması sağlanıp, yüzüne karşı hüküm verilmesi gerektiği gözetilmeden, yokluğunda yargılamaya devam edilip karar verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 14.10.2008 gün ve 49/219 sayılı kararında da açıklandığı üzere; ceza yargılamasının amacı, somut gerçeğin ortaya çıkarılması olup bunun için başvurulan kanıtlama araçlarından biri de belgelerdir. Yargılama makamları suç isnadı nedeniyle oluşan uyuşmazlığı çözümlerken ele geçirilen ve kendiliklerinden getirtilen ya da iddia ve savunma doğrultusunda sunulan belgelerin güvenilirliğini de denetlemek durumundadırlar. Güvenilirliğin denetlenebilmesi için, belgenin aslının veya bunun olanaklı olmaması halinde de aslına uygunluğu yetkili makam veya kişilerce onanmış örnek ya da kopyalarının dosyaya konulması gerekir. Yine Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, suça konu belgenin fotokopi olması durumunda hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı, aslı bulunamayan evrakların aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının da tespit edilemeyeceği, fiili iğfalin aldatma niteliğini göstermeyeceği açıktır. Sanık hakkında, ... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanını kullandığı iddiasıyla açılan kamu davasında; 20/03/2011 tarihli İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı ekspertiz raporunda, inceleme konusu nüfus cüzdanın tamamen sahte olarak hazırlanıp düzenlenmiş olduğu belirtilmesine rağmen, belgede soğuk mühür izinin bulunup bulunmadığı yönünde ayrıntılara yer verilmediği, mahkemece belgenin duruşmalara getirilmediği, herhangi bir inceleme ve tespit yapılmadığı ve özelliklerinin tutanağa geçirilmediği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca emanete kayıtlı suça konu nüfus cüzdanı aslının incelenmek üzere 01/11/2019 tarihli müzekkere ile istendiği, mahkeme tarafından 10/06/2020 tarihli tutanak ile nüfus cüzdanı aslının tüm aramalara rağmen bulunamadığının ayrıca emaneti teslim alan personel hakkında suç duyurusunda bulunulduğunun belirtildiği, belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin tespitinin hakime ait olacağı gözetilerek, Adli Emanetin 2011/2417 sırasına kayıtlı ... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı aslının temini amacıyla mahkeme arşivinde ve emanet memurluğunda titiz bir araştırma yapılması, suça konu nüfus cüzdanının teslim aldığı belirtilen zabıt katibi hakkındaki suç duyurusunun akıbeti araştırılarak nüfus cüzdanının temin edilmesi halinde incelenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik inceleme ile mahkumiyet kararı verilmesi,
3-Kabule göre de;
a) Yargılama gideri miktarının 20 TL"nin altında olması nedeniyle CMK"nın 324. maddesinin 4. fıkrasına 02/07/2012 tarih ve 6352 sayılı Kanun"la eklenen cümle uyarınca Hazine üzerinde bırakılması gerektiği gözetilmeden sanıktan tahsiline karar verilmesi,
b) Adli sicil kaydına göre, tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK"nin 58. maddesi hükümlerinin uygulanmaması yasaya aykırı,
c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 08/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.