Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4944
Karar No: 2015/3270
Karar Tarihi: 23.02.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/4944 Esas 2015/3270 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/4944 E.  ,  2015/3270 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davacı, davalılardan Kurum ve ... vekillerince ve ... Tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    1- Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı taraf vekillerinin tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Dava, davacının davalı işyerleri nezdinde 01.07.1990 tarihinden itibaren aralıksız ve kesintisiz olarak geçen hizmetinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile “davalılar .... ile ... adına açılan davaların reddi ile yazılı şekilde 01/05/1997-11/03/2008 tarihleri arasında, davacının .... yanında çalıştığının tespitine” dair hüküm kurulmuştur.
    Uyuşmazlık, fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, Mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
    Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Öte yandan, yerleşik Yargıtay görüşü, birden ziyade işe giriş bildirgesi verilmesi halinde çıkış yok ise ilk işe giriş bildirgesi ile son işe giriş bildirgesinin verildiği tarihler arasında geçen çalışmaların hak düşürücü süreye uğramayacağı, çıkış varsa hak düşürücü sürenin her kesim çalışma için ayrı ayrı hesaplanacağı, çıkış tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağıdır. Bu nedenle işe giriş ve çıkış tarihleri arasındaki kısmi bildirimin aksinin eşdeğer belgelerle ispat edilebileceği kabul edilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalı .... ünvanlı işyerinde işe başladığını gösterir 01/07/1990 tarihli ilk işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına intikal ettiği, yine 01/10/1994, 20/11/2004, 15/05/2004, 13/06/2007 tarihli olarak davalı işyerlerince düzenlenen işe giriş bildirgelerinin Kurum kayıtlarına intikal ettiği, davacıya ait hizmet cetvelinde davacı adına muhtelif işyeri sicil no ve ünvanı ile davalı işyerince 01.07.1990- 23/08/2011 tarihleri arasında birden fazla işyerine giriş-işyerinden çıkış kayıtlarının olduğu, 30 günün altında olmak üzere eksik olarak toplam 4649 gün hizmet bildiriminde bulunulduğu, davalı işyerlerinin muhtelif sigorta işyeri sicil dosyaları ile 01/07/1990 tarihinden itibaren Kanun kapsamına alınmış olduğu, 1990/2.dönem-2009/5. ayı arası dönem bordrolarının getirtildiği, bir kısım ihtilaf konusu dönem ücret bordrolarının getirtildiği, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporu ile ek raporunun dosyaya sunulduğu, davacı ile davalı tanıklarının duruşmalarda dinlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
    Somut olayda; 01/07/1990 tarihinden itibaren Kurum"a kısmî olarak bildirimi yapılmış hizmet süreleri yönünden hak düşürücü sürenin geçmiş olduğundan bahisle 01/05/1997 tarihinden önce geçen hizmet tespiti isteminin reddine dair kurulan hüküm hatalı olmuştur. Bununla birlikte, Mahkemece 01/05/1997-11/03/2008 tarihleri arasında davacının işe giriş çıkış tarihleri arasındaki bildirilmiş hizmet süreleri dışlanarak bildirimi yapılmayan sürelerin eksik olarak bildirilmiş hizmet gün sayısına dahil edilmek suretiyle yapılan hatalı bilirkişi hesaplaması esas alınarak sonuca gidilmesi de bozmayı gerektirmektedir.
    Yapılacak iş; 01/07/1990-01/05/1997 tarihleri arasında hak düşürücü süre nedeniyle reddolunan hizmet tespiti istemi yönünden bu döneme ilişkin olarak Kurum"a yapılmış kısmî bildirimlerin bulunması nedeniyle bu dönemin hak düşürücü süreye uğramayacağını gözetmek, davacının imzasını taşıyan işe giriş bildirgelerini davalı Kurum"dan istemek, imzalarının davacıya ait olduğu davacı tarafından kabul edilir veya inceleme sonucu anlaşılırsa, bu işe giriş bildirgeleri davacıyı bağlayacağından buna göre Kurum"a eksik olarak bildirimi yapılmış hizmet sürelerini belirlemek, işe giriş bildirgelerinde yer alan imzalar davacıya ait değilse davacının tespitini istediği ve eksik incelemeye konu olan 01/05/1990-11/03/2008 tarihleri arası yönünden değerlendirmede bulunmak, ihtilaf konusu döneme ait var ise işverenden imzalı tüm ücret bordrolarını istemek(dosyada yer alan 1995/1-3. aylarına ait imzalı ücret bordroları), davacının imzasını içeren ve imzaların davacıya ait olduğu belirlenen dönemlerde imzalı ücret bordrolarındaki süreler kadar, imzalı ücret bordrosu olmayan dönemlerde de dosyada dinlenen bordro tanık beyanlarını esas almak suretiyle tüm delilleri toplayarak bir arada değerlendirmek ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılardan ... ve ...."ne yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesie, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi