19. Hukuk Dairesi 2014/19632 E. , 2015/2431 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı .... ... Ltd. Şti arasında bu şirketin yurtdışından ithal ettiği alkolsüz şarapların satışı ve pazarlanması hususunda ana bayiilik sözleşmesi imzalandığını, daha sonra bu ürünlerin satışı hususunda müvekkilinin davalı şirketle satın alma anlaşması ve ek olarak 25/08/2010 tarihli ticari şartlar anlaşması imzaladığını, müvekkilinin ticari şartlar anlaşması kapsamında ürünlerinin 1 yıl süre ile davalı şirkete ait mağazalarda satılması karşılığında listeleme ve insert bedeli olarak 20.000,00 Euro ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini ve bu parayı 50.740,00 TL olarak ödediğini, buna karşılık davalı şirketin herhangi bir neden olmadığı halde 22/12/2010 tarihinde siparişleri durdurduğunu ve 19/01/2011 tarihinde müvekkiline bir mail atarak artık müvekkilinden ürün temin etmeyeceğini, bunu doğrudan distribütör şirket olan .... ... Ltd. Şti. üzerinden yapacağını bildirdiğini, davalının yaklaşık 4 aylık satış karşılığında 1 yıllık raf bedeli alarak haksız kazanç sağladığını, bu şekilde sebepsiz zenginleştiğini belirterek davalıya raf bedeli olarak ödenen 50.740,00 TL"den şimdilik 8.000,00 TL"sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 07/05/2013 havale tarihli dilekçesi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL olan taleplerini 22.304,99 TL artırmak suretiyle 30.304,99 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerin süreye ...lı olmadığını, davacının 50.740,00 TL"yi hiçbir ihtirazi kayıt koymadan ödediğini, satın alma anlaşması uyarınca müvekkilinin anlaşmayı istediği zaman sona erdirme hakkına sahip olduğunu ve bu durumda davalının müvekkiline yapmış olduğu ödemeleri geri alma hakkına sahip olmadığını, kaldı ki davacının dava dışı...Ltd. Şti. ile olan ana bayiilik sözleşmesinin sona ermiş olması nedeniyle müvekkiline mal teslim etme imkanının da olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; taraflar arasında imzalanan satın alma sözleşmesi ve ticari şartlar anlaşmasına göre davacının tedarik edeceği ürünlerin teşhiri ve tüketiciye sunulması karşılığında, insert bedeli altında taksitler halinde 20.000,00 Euro ödeme yapacağının kararlaştırıldığı, davacının bu ödemeyi sözleşmenin başında nakit olarak taksitler halinde ödediği, satış sözleşmesinde davalı firmanın sözleşmeyi tek taraflı feshi halinde insert bedelini iade etmeyeceğinin düzenlendiği, satın alma sözleşmesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde genel işlem koşulları niteliğinde olduğu, süresiz yapılan bu sözleşmede davalının 4 ay sonra herhangi bir haklı nedene dayanmadan sözleşmeyi feshetmesinin sözleşme dengesini davacı aleyhine bozduğu, davacıdan alınan bedelin bir kısmının hükümsüz hale geldiği ve iadesinin gerektiği, davacının talebinin yerinde görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun yürürlükte olduğu dönemde düzenlenmiş ve sözleşme uyarınca işlemler bu kanun döneminde gerçekleşmiştir. Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 1.maddesine göre Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bu fiil ve işlemler hangi kanun döneminde gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Yürürlük kanunun 1/son cümlesine göre olayda temerrüt, sonra erme ve tasfiye söz konusu olmadığı gibi salt genel işlem koşullarına aykırılık kamu düzeni ve genel ahlak kapsamında bulunmadığından olayda Türk Borçlar Kanunu"nun derdest davalara uygulanma koşulu oluşmamıştır. Mahkemenin bu gerekçesi yerinde değil ise de; somut olayda davalı tarafın haklı ve geçerli bir neden olmaksızın akdi feshetmesi ve mal alımını durdurması, sözleşmenin başlangıcı ve sona erdiği tarih de dikkate alındığında 4721 sayılı TMK"nın 2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Bu durumda davalı tarafça akdin başlangıcında peşin olarak alınan listeleme ve insert bedelinin bir kısmının davacıya iadesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle sonucu itibariyle doğru olan yerel mahkeme kararının değiştirilen bu gerekçeyle düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile, 6100 sayılı HMK"nın geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 438/son maddesi uyarınca hükmün belirtilen gerekçeler doğrultusunda gerekçesi düzeltilerek ONANMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.