23. Hukuk Dairesi 2014/10795 E. , 2015/6954 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2013/433-2013/681
Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi ve tazminata ilişkin asıl, sözleşmenin uyarlanmasına ilişkin birleşen dava sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 23.09.2014 gün ve 2014/1456 Esas, 2014/5877 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl davada davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
Asıl davada davacı yüklenici vekili, davalılarla müvekkili arasında imzalanan 14.07.1998 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, taşınmaz üzerine her katta 5 daire olmak üzere, 5 katlı bina yapılacağının ve paylaşımın %70-30 oranında olacağının kararlaştırıldığını, ancak inşaatın, betonarme temeli atıldıktan sonra depremler sebebiyle durduğunu, sonrasında ilgili belediyece yapılan imar planı değişikleriyle 5 kat yerine 2 kata izin verildiğini, bu durumda müvekkilinin inşaata devam etmesinin hukuken ve fiilen imkânsız hale geldiğini ileri sürerek, sözleşmenin feshini ve taşınmaz üzerine yapılan imalat bedeli olarak 32.279,00 TL"nin 05.12.2001 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı arsa sahipleri vekili, sözleşmenin ifasının imkânsız hale gelmesinde müvekkillerinin kusurlarının bulunmadığını, belediyece imar şartlarının değiştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı arsa sahipleri vekili, deprem sonrası belediyece imar planı değişikliği yapılarak en fazla üç kata kadar izin verildiğini, sözleşme koşulları sonradan önemli ölçüde değiştiğinden işlem temelinin çöktüğünü ileri sürerek, taraflar arasındaki 14.07.1998 tarihli sözleşmenin uyarlanmasını talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, sözleşmenin uyarlanmasının koşullarının somut olayda mevcut olmadığını, depremden 6 yıl geçtikten sonra açılan davanın iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını, edimin ifasının objektif olarak imkânsız hale geldiğini, bu haliyle sözleşmenin feshi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı arsa sahiplerince sözleşme şartlarının yeni duruma uyarlanması için açılan davanın derdest olduğunun anlaşıldığı, ancak bu davanın sonucunun beklenmesinin eldeki davayı uzatacağı, öte yandan yapılan imalatın arsa sahiplerinin işine yaramayacağı da tespit edildiğinden sebepsiz zenginleşmelerine neden olmayacağı gerekçesi ile asıl davanın reddine dair verilen 30.11.2005 tarihli ilk karar, davacı yüklenici vekilinin
temyiz istemi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 17.05.2007 tarih ve 2123 E., 3357 K. sayılı ilamı ile, davalı arsa sahiplerinin sözleşmenin yeni şartlara uyarlanması istemiyle açtıkları dava ile işbu dava arasında irtibat bulunduğundan, her iki davanın birleştirilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuş, anılan bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, her iki dava birleştirildikten sonra, asıl davanın kısmen kabulü ile sözleşmenin feshine ve 12.432,69 TL tutarındaki imalat bedelinin davalılardan tahsiline, birleşen davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen 07.06.2012 tarihli ikinci karar, taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine, bu kez dairemizin Dairemizin 07.12.2012 tarih ve 5302 E., 7229 K. sayılı ilamıyla, asıl davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddiyle, asıl davada imalat ve proje bedeline hükmedilmişse de, değişen imar durumu ve deprem öncesi imar mevzuatına göre düzenlenen projelerin artık arsa sahibinin işine yaramayacağı, bunun yanında, inşaat temel aşamasında iken peş peşe oluşan depremlerden sonra eski imar mevzuatına uygun hazırlanan projeye göre atılmış temelin çok uzun süre dış etkenlere maruz kaldığı, değişen imar yönetmeliğine uygun olarak revizyon ve/veya güçlendirilmesinin gerekebileceği nazara alındığında arsa sahibinin, daha işe henüz başlanmışken ortaya çıkan böyle bir imalatı kabul mecburiyetinde olmadığı, bu durumda asıl davada davacının tazminat isteğinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, asıl davada davalılar yararına bozulmuştur.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda,dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan inşaatın temel aşamasında iken taşınmaz üzerinde bulunan inşaat temelinin peşpeşe oluşan depremlerden sonra eski imar mevzuatına uygun olarak hazırlanan projeye göre atılmış olduğu, temelin uzun süre dış etkenlere maruz kaldığı, değişen imar yönetmeliğine göre ve/veya güçlendirilmesinin gerekebileceğinden davalıların bu imalatı kabul mecburiyetinde olmadığı dikkate alınarak asıl davada davacının tazminat istediğinin reddine, taraflar arasında yapılan sözleşmenin feshi ile birleşen davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen kararlar kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, asıl davada davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 23.09.2014 tarih ve 1456 E., 5877 K. sayılı ilamıyla onanmıştır.
Asıl davada davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Gerekçeli karar başlığında, 15.03.2002 olan asıl dava tarihinin 15.03.2003 olarak yazılmış olması HMK"nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re"sen her zaman düzeltilmesi mümkün maddi hata niteliğinde olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 5,20 TL harç ve takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 28.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.