17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/17040 Karar No: 2018/9977 Karar Tarihi: 01.11.2018
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/17040 Esas 2018/9977 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/17040 E. , 2018/9977 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, 23/05/2011 tarihinde davalıların sürücü ve trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin içinde bulunduğu araca tam kusurla çarpması ile meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını belirterek 200,00 TL maddi tazminatın davalılardan müşterek müteselsilen, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı ..."dan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiştir. Davalı ... şirketi vekili, müvekkilinin sigortalı araç sürücüsünün kusuruna isabet eden zarardan poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., söz konusu olmadığını, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; maddi tazminata ilişkin davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne 2.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ..."dan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle davacı için takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.