4. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/4799 Karar No: 2014/5892 Karar Tarihi: 07.04.2014
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/4799 Esas 2014/5892 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2014/4799 E. , 2014/5892 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 21/12/2012 NUMARASI : 2005/551-2012/569
Davacı B.. Ç.. vekili Avukat C.Ö. tarafından, davalılar A.. E.. vd aleyhine 01/11/2005 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin reddine dair verilen 21/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı Sağlık Bakanlığı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun "hükmün kapsamı" başlıklı 297. maddesinin 1. fıkrası (b) bendinde hükmün "Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini” de kapsayacağı belirtilmiştir. Eldeki dava ise, başlangıçta Sağlık Bakanlığı ve A. E.aleyhine müşterek ve müteselsil sorumluluk esaslarına göre açılmış, mahkemece 21/05/2009 tarihli ara karar ile davalı Sağlık Bakanlığı aleyhine açılan davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş olmasına rağmen, kararın başlığında Sağlık Bakanlığı"nın yine davalı sıfatıyla yer alması 6100 sayılı HMK 297. maddesine aykırıdır. Karar bu nedenle bozulmalıdır. 2- Dava, haksız eyleme dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalı Sağlık Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı doktor Ali Eşbah gerçek kişi olup, gerçek kişiler hakkında idari yargıda dava açılamayacağı gözetilmeyerek mahkemece, yargı yolu bakımından dava dilekçesinin reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi; kararın gerekçesinde kamu görevlilerinin kusurları nedeniyle açılacak olan davalarda husumeti düzenleyen T.C. Anayasası"nın 129/5. maddesinden bahsedilmesine rağmen, sonuç bölümünde yargı yolu yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmiş olması çelişki doğurmuştur. Kararın bu nedenlerle de bozulması gerekir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/04/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle bozma kararının (2) nolu bendindeki "davanın husumet yokluğu yönünden" bozma kararına katılmıyorum. 07/04/2014