8. Ceza Dairesi 2016/12241 E. , 2017/11172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, dolandırıcılığa teşebbüs, özel belgede sahtecilik, silahla tehdit
HÜKÜM : - Sanık ... hakkında; banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan beraat
- Sanık ... hakkında; dolandırıcılığa teşebbüs suçundan beraat,
Banka kredi kartlarının kötüye kullanılması, özel belgede sahtecilik ve silahla tehdit suçlarından hükümlülük
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Katılan vekilinin temyiz talebinin sanık ... hakkında kredi kartlarının kötüye kullanılması ve diğer sanıkla ilgili olarak tehdit ve dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından kurulan hükümlere yönelik olduğu anlaşılmakla, katılan vekilinin yukarıda açıklanan temyiz istemleri ve sanık ... müdafiinin temyiz teleplerine hasren yapılan incelemede;
1- Sanık ... hakkında kredi kartlarının kötüye kullanılması, tehdit ve dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından kurulan hükümlere yönelik katılan vekili ile sanığın temyizlerinin incelenmesinde:
Katılan adına düzenlenmiş iki ayrı banka tarafından verilen banka kartlarını ele geçiren sanık ..."nin her iki kartı da kullanarak para çektiği anlaşılmakla, sanığın aynı kişiye ait farklı bankalardan verilmiş iki adet kredi kartını kullanmasından ibaret eyleminin TCK.nun 245/1 ve 43. maddelerine uyan zincirleme suçu oluşturacağının gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından, temel ceza tayin olunurken hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması isabetsiz ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün ve 47/43 sayılı kararında açıklandığı üzere, yukarıda eleştiri konusu yapılan ve sanığın gerçekte alması gereken ceza miktarından daha az bir ceza almasına yol açan mahkeme uygulamasının sanık lehine olması nedeniyle bu yanılgılı uygulamada yapılan hatadan ötürü ikinci kez atıfet sağlayacak şekilde bozma yapılmasının adalet ve hakkaniyete uygun olmayacağı anlaşıldığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine göre, sanık ... hakkında kredi kartlarının kötüye kullanılması ve tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs suçundan verilen beraat kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, katılan vekilinin dolandırıcılık suçunun sabit olduğuna, sanığın ise eksik inceleme yapıldığına yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2) Sanık ... ile ilgili olarak, özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Senetlerin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 688. maddesine göre, bir senedin bono sayılabilmesi için; "senet metninde (bono) veya (emre muharrer senet) kelimesini ve senet Türkçe"den başka bir dilde yazılmışsa o dilde bono karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini, vadeyi, ödeme yerini, kime ve kimin emrine ödenecek ise onun ad ve soyadını, senedin tanzim edildiği gün ve yeri, senedi tanzim edenin imzasını, ihtiva etmesi gerekir. 689. maddeye göre ise; vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bonodur. Yine, açıklık bulunmadığı takdirde senedin tanzim edildiği yer, ödeme yeri ve aynı zamanda tanzim edenin ikametgahı olarak kabul edilir. Ayrıca, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bono, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı şeklindeki düzenleme. (Aynı düzenlemeye, 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanununun 776 ve 777. maddelerinde de yer verilmiştir.) ve ayrıca "..."" olan adını ""Murat"" olarak yazdığı ve sonra senetleri ödemediği bu şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda, suça konu senedin unsurlarının tam olduğu ve resmi nitelik taşıdığı ancak; sanık ..."nin borcu kabul etmesi ve gerçek TC kimlik no, adres ve telefon bilgilerini yazması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi bakımından, sanığın çevrede "..."" adı ile bilinip bilinmediği tespit edilip sonucuna göre hukuki durumunun tayin edilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, sanık ..."nin sonuç ceza itibariyle kazanılmış haklarının saklı tutulmasına,
3- Sanık ... hakkında kurulan beraat kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Katılanı diğer sanık ... ile tanıştırma dışındaki eylemleriyle diğer sanıkla eylem ve fikir birliği içinde hareket ederek suça katıldığı anlaşılan sanık ..."ın atılı suçtan mahkumiyeti yerine dosya içeriğine uygun düşmeyen hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321 maddeleri gereğince BOZULMASINA, 11.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.