11. Ceza Dairesi Esas No: 2019/463 Karar No: 2021/1170 Karar Tarihi: 08.02.2021
Resmi belgede sahtecilik - başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/463 Esas 2021/1170 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2019/463 E. , 2021/1170 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet
1- 5271 sayılı CMK"nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2013/22937 esas sayılı iddianamesiyle "..sanıkların gerek karakol gerek savcılık gerekse mahkeme aşamasında kimlikleri hakkında resmi evraklar düzenlendiği sırada yalan beyanda bulunarak ve düzenlenen evraklara imza atmak suretiyle sahte resmi evrak düzenlenmesine neden oldukları ayrıca ... ve ... kimliğini kullanmak suretiyle onlar hakkında suç işlediklerini beyan etmek suretiyle onların yargılanmalarına sebebiyet vermek suretiyle onlara iftirada bulundukları.." belirtilerek açılan kamu davasında iddianamenin kapsamına göre sanıkların eylemlerinin, TCK"nin 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşturduğu, nüfus cüzdanı sahteciliğine ilişkin olarak açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeksizin tek eylem ikiye bölünerek resmi belgede sahtecilik ve başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarından ayrı ayrı hüküm kurulması, 2- Dosya ve UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede; sanıklar hakkında aynı mağdurlara yönelik yakın suç tarihli benzer eylemleri nedeniyle hakkında Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2009/603 Esas sayılı ve Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2010/725 esas sayılı dosyalarında başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kamu davası açıldığı ancak bu dosyaların taraf ve akıbetlerine ilişkin belgelerin tamamının denetime elverişli olacak şekilde aslı veya onaylı suretlerinin dosya içeriğinde bulunmaması karşısında, başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suretiyle iftira suçu bakımından mükerrer cezalandırmanın önlenmesi bakımından, sanıklar hakkındaki söz konusu dosyaların getirtilerek dosya içine konulması, derdest olmaları halinde birleştirilip; suç ve iddianame tarihleri nazara alınarak aynı mağdura karşı olan eylemi arasında hukuki ve fiili kesinti bulunup bulunmadığı belirlendikten sonra ayrı suç mu oluşturduğu, yoksa zincirleme suç nedeniyle TCK"nin 43. maddesinin uygulanmasının gerekip gerekmeyeceğinin tespiti ve dava dosyasının kesinleşmiş olması durumunda ise hukuki ve fiili kesintinin olmaması halinde bulunacak sonuç ceza ile kesinleşen hükümdeki sonuç ceza arasındaki fark kadar ek cezaya hükmolunması gerektiği gözetilmeksizin hüküm kurulması, 3- Kabule göre ise; a) Gerekçeli karar başlığında ve hüküm fıkrasında suç adının "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma" yerine "iftira"" olarak yazılması, b) Suç tarihinin yakalama evraklarının düzenlendiği tarih olan 01/03/2009 yerine 01/01/2013 olarak belirtilmesi yasaya aykırı, c) 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz talepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 08/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.