11. Hukuk Dairesi 2016/213 E. , 2017/3802 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/09/2015 tarih ve 2013/162-2015/648 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; müvekkilleri ile davalı arasında hiçbir ticari alışverişin bulunmadığını, müvekkillerinin akrabası olan davalının müvekkillerini istismar ederek dava konusu bonoları ve çeki imzalattığını, daha sonra müvekkilleri hakkında ... İcra Müdürlüğü’nün 2011/319 esas, 2011/320 esas, 2011/323 esas sayılı dosyaları ile kambiyo senetlerine mahsus icra yoluyla takip yaptığını, yapılan takiplerin yasal ve hukuki bir dayanağının bulunmadığını, ayrıca davalı tarafın tefecilik yaptığını ileri sürerek müvekkillerinin söz konusu icra takiplerine karşı borçlu olmadıklarının tespitini ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin davacılara borç para verdiğini ve bunun karşılığında dava konusu senetleri aldığını, davacıların dava konusu senetlerin lehtarları olduğunu ve senetleri müvekkiline ciro ederek verdiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; kambiyo senetlerinin soyut nitelikte borç ikrarını içerir belgeler olduğu, davacıların bonolar ve çekin bedelsiz kaldığını yazılı belgelerle ispatlayamadığı, yine bonolar ve çekin hata ve hile sonucu kendilerinden alındığını ispatlayamadıkları, ayrıca davalının tefecilik suçundan mahkum edildiği ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/92 esas sayılı dava dosyasında davaya konu bonolar ve çekle ilgili herhangi bir ibarenin bulunmadığı ve gerekçeli kararda davaya konu bonolar ve çeklerden bahsedilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacıların hile bakımından iddialarında 6098 sayılı TBK’nın 39/1 maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçmiş olmasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, bono ve çeke dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesinde, dava değeri 94.023,14 TL olarak belirtilmesine rağmen 50.000,00 TL üzerinden harç yatırılmış ve 24.04.2013 tarihli dilekçe ile bu eksiklik giderilerek harç tamamlanmıştır. Bu durumda, mahkemece, davanın reddine karar verildiğinden davalı lehine dava değeri olan 94.023,14 TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, dava değeri ve tamamlanan harç dikkate alınmadan vekalet ücretinin eksik hesaplanması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın yeniden yargılamayı gerektirmemesi nedeniyle kararın, HUMK 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 4. bendinde yer alan “…5.800,00 TL…” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “...9.921,85 TL...” ibaresinin yazılmasına, kararın bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 19/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.