17. Hukuk Dairesi 2015/19428 E. , 2018/9959 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin trafik kazası sonucu ölmesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilleri ... ve ... için 30.000,00 er TL manevi, diğer müvekkilleri için 20.000,00 er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, davacılar ... ve ..."in manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 6.000"er TL manevi tazminatın 04.08.2013 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, davacılar ..., ..."in manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 2.000"er TL manevi tazminatın 04.08.2013 olay tarihinden itibaren işleyecek
yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, davacı ... Noyin’in manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 4.000,00 TL manevi tazminatın 04.08.2013 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile
davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözöniinde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminat miktarlarının az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 31/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.