Abaküs Yazılım
İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/823
Karar No: 2022/748
Karar Tarihi: 25.10.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/823 Esas 2022/748 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı şirketle hiçbir ilişkisi olmayan davacı, kimliği başkası tarafından ele geçirilerek şirketten hisse satın almak suretiyle ortağı olarak gösterildiğini, bu durumun farkına varılmasının üzerine dava açarak şirket yöneticisi olmadığının tespiti ile bloke işlemlerinin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı ise, davacının hisse satın alarak ortak olduğunu ve dolayısıyla vergi borcu nedeniyle sorumlu olduğunu savunmuştur. Mahkeme, hisse devir sözleşmesindeki imzanın sahte olduğunun tespit edilmesi nedeniyle davayı kabul etmiştir. Ancak aynı zamanda davacının davalı vergi dairesi nezdinde tahakkuk ettirilen vergi borçlarından dolayı borçlu olunmadığının tespitini talep etmesi üzerine, dava şartı yokluğundan reddedilmiştir. HMK. 204/2. maddesi uyarınca resmi senet niteliğinde olan hisse devir sözleşmesindeki imzanın sahteliği hakkındaki iddianın, resmi evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstermek suretiyle açılacak davada incelenip karara bağlanması gerektiği belirtilmiş, bu nedenle davacıya ilgili noter hakkında dava açmak üzere süre verilmesi gerektiği vurg

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/823 Esas
KARAR NO : 2022/748

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan), 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 04/05/2016
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
Mahkememiz ------ Esas sayılı dosyasında 25/10/2022 tarihli duruşmada davalı ------yönünden tefrik edilmesine karar verildiği, mahkememizin ------Esasına kaydının yapıldığı, Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan), 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ----- 20 yıldır çalışığını, ----- merkezi bulunan davalı şirket ile hiçbir ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin çalıştığı kurum itibar alındığında şirket ortağı olarak çalışmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin kimlik bilgileri başkaları tarafından ele geçirildiğini, müvekkili adına kimlik kartı çıkartıldığını, müvekkilinin bu hususu bilmediğini, davalı şirketten % 90 hisse satın almak suretiyle ------- hisse aldığı gösterilerek 2010 senesine kadar şirketinde müdürü olarak gösterildiğini, bu hususun müvekkili tarafından davalı kurumun müvekkiline yazı olarak bildirilmesi üzerine öğrenildiğini, müvekkilinin davalılardan şirketin eski ortakları gözüken kişilerden herhangi bir ortaklı devri almadığını, bu kişileri tanımadığını, 21/04/2008 tarih,------yevmiye sayılı -------Noterliğinde düzenlenen şirket ortaklığı devir sözleşmesi yapmadığını, böyle bir sözleşmeyi de imzalamadığını, müvekkilinin şirke ortağı ve şirket yönetici olmadığının tespiti ve bu nedenle vergi dairesine borçlu olmadığınının tespitini, davalı------ tarafından konulmuş bulunan haciz ve bloke işlemlerinin kaldırılmasına karar verilmesini, masraf ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı ------Vergi Dairesi Başkanlığı------- vekili cevap dilekçesinde özetle; vergi dairesi kayıtlarına göre davacı ----- diğer davalı ------- bir kısım hisselerini ------Noterliği'nin 21/04/2008s tarih ve-------yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile --------satın almak suretiyle ilgili şirketin ortağı konumuna geldiğini, hisse devrine ilişkin bu husus 14/05/2008 tarih ve 7062 sayılı -------tescil ve ilan olunduğunu, dolayısıyla davacının ortağı ve kanuni temsilcisi olduğu şirketin ödenmeyen vergi borçlarından sorumlu tutulmasında hukuka aykırı bir durum bulunmadığını, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, -------ve yöneticisi olmadığının, buna bağlı olarak şirketin vergi borçları nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir
İş bu dosya başlangıçta mahkememizin------Esas sayılı dosyasında-------Aleyhine açıldığı mahkememizce; davacının şikayeti ile yapılan soruşturmada şüphelilerin tespit edilemediği, ancak------ Sözleşmesinde devir alan olarak görülen yazı ve imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da söz konusu------ hisse devir sözleşmesindeki davacı adına yazılan ------ şeklinde yazının ve davacı adına atfen atılan imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığı, davacının kimlik bilgilerinin sahte olarak kullanılması suretiyle söz konusu şirket hisse devrinin gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.------- Karar sayılı kararında; "Somut olayda; kimliği tespit edilemeyen şüpheli/şüpheliler tarafından davacı adına nüfus cüzdanı talep belgesi düzenlenerek sahte nüfus cüzdanı çıkarıldığı, çıkarılan sahte kimlikle ------- Noterliğinin 21.04.2008 tarihli hisse devri sözleşmeleri ile davalı şirkette ------ ait olan hisseden 20.000,00 YTL'lik hisse ile -----ait 25.000,00 YTL'lik hissenin ------- devir ve temlikinin gerçekleştirildiği, 07.05.2008 tarihli ortaklar kurulu kararı ile de davacının şirketi münferiden temsil etmek üzere şirket müdürü olarak atanmasına karar verildiği, davalı şirketin vergi borçları nedeniyle davalı -------dairesince davalıya vergi-ceza ihbarnamesi gönderildiği; şüpheliler hakkında başlatılan ve halen derdest olan ceza soruşturmasında alınan------rapor ile yargılama dosyasında yaptırılan imza ve yazı incelemesi sonucunda hisse devir sözleşmelerinde davacıya atfen yazılan yazılar ile imzaların davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.Dayanak hisse devir sözleşmeleri HMK'nın 204/2. maddesi uyarınca resmi senet niteliğinde olup, aynı yasanın 208/son maddesi uyarınca resmi bir senetteki imzanın sahteliği hakkındaki iddianın, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstermek suretiyle açılacak davada incelenip karara bağlanması gerekmektedir. Bu itibarla, davada husumetin ilgili noterliğe de yöneltilmesi gerekirken, davanın eksik hasımla açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK'nın 208/son maddesi gereğince davacıya ilgili noter hakkında dava açmak üzere süre verilmesi, dava açıldığı takdirde işbu dava ile birleştirilerek görülmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.Öte yandan davacı tarafından 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na göre davalı ------- Dairesince tahakkuk ettirilen vergi borçlarından dolayı borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği, davacı adına tahakkuk ettirilen vergi borcu nedeniyle doğan uyuşmazlık da uyuşmazlığın adli yargıda görülüp görülemeyeceğinin de gerekçe de tartışılmaması yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle; davalı ------- vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. " şeklindeki kararı ile mahkememiz kararının kaldırıldığı, ------ kararı sonucu mahkememizde ------ Esas numarasını almak suretiyle yargılamaya devam edilmiştir.
İş bu davada davacı tarafça aynı zamanda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na göre davalı ------ Dairesince tahakkuk ettirilen vergi borçlarından dolayı borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği, davacı adına tahakkuk ettirilen vergi borcu nedeniyle doğan uyuşmazlığın adli yargıda görülemeyeceği anlaşıldığından davalı ------yönünden dosya ------- Esas sayılı dosyasından tefrik edilerek iş bu dosya numarasını aldığı ve Vergi Mahkemeleri görevli olduğundan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK. 114/1-b maddesi uyarınca yargı yolu caiz olmadığından Vergi Mahkemeleri görevli olduğundan DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL'nin davacı taraftan alınarak ------ irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluğunda tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi