Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5365
Karar No: 2017/7747
Karar Tarihi: 23.10.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/5365 Esas 2017/7747 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/5365 E.  ,  2017/7747 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.01.2014 gününde verilen dilekçe ile mecra hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, davacı şirketin ..."de bulunan maden tesisini uzun yıllardır işlettiğini, madenin ihtiyacı olan elektriğin temini için gerek maden sahasından ve gerekse bir kısım kişilere ait araziler üzerinden enerji nakil hattı geçirilmiş olduğunu, hattın kısmen davalının maliki olduğu 115 ada 2 parsel sayılı taşınmaz içinden geçmekte olduğu belirterek TMK"nın 744. maddesi uyarınca mecra hakkı kurulmasını, işbu davanın aynı mahkemede görülmekte olan 2013/309 Esas sayılı (enerji nakil hattı ve direk yeri irtifak hakkı tesisi konulu) dosyası ile birleştirilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, açtıkları elatmanın önlenmesi davasından sonra bu davanın açılmış olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne, 13.06.2014 tarihli fenbilirkişi raporunda taralı olarak gösterilen ... Köyü 115 ada 2 parselde bulunan taşınmazın 153,64 m2"lik kısmı üzerinde Tedaş Genel Müdürlüğü adına irtifak hakkı tesisine, aynı raporda gösterilen 4,13 m2"lik kısmın tapusunun iptali ile Tedaş Genel Müdürlüğü adına tapuya kayıt ve tesciline, toplam 246,58 TL irtifak kamulaştırma ve pilon yeri bedelinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, TMK"nın 744. maddesi uyarınca mecra irtifakı kurulması istemiyle açılmıştır.
    Türk Medeni Kanununun “taşınmaz mülkiyetinin içeriği” başlığını taşıyan ve mülkiyetin kapsamını belirleyen 718. maddesinde; “Arazi üzerindeki mülkiyet kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer” hükmünü taşımaktadır. Arazideki yapılar kavramı ise Türk Medeni Kanunun 722-728 maddelerinde düzenlenmiş olup Türk Medeni Kanunun 727. maddesinde de mecralara yer verilmiştir. 727. madde; “su, gaz, elektrik ve benzerlerinin mecraları, işletmenin bulunduğu taşınmazın dışında olsalar bile aksine bir düzenleme olmadıkça işletmenin eklentisi ve işletme malikinin malı sayılır.
    Komşuluk hukukunun gerektiği haller dışında bir taşınmazın böyle bir mecra ile aynı hak olarak yüklenmesi, ancak bir irtifak hakkı kurulması suretiyle olabilir.
    İrtifak hakkı, mecra dışardan görülmüyorsa tapu kütüğüne tesciliyle, dışarından görülüyorsa noterce düzenlenecek sözleşmeye dayanılarak mecranın yapılmasıyla doğar” şeklindedir.
    Türk Medeni Kanununun 779.maddesinde; taşınmaz lehine irtifak hakkı bir taşınmaz üzerinde diğer taşınmaz lehine konulmuş bir yük olarak tanımlanmış 780.maddesinde ise; “irtifak hakkının kurulması için tapu kütüğüne tescil şarttır. İrtifak hakkının kazanılmasında ve tescilinde aksi öngörülmüş olmadıkça taşınmaz mülkiyetine uygun hükümler uygulanır.
    İrtifak hakkının zamanaşımı yolu ile kazanılması ancak mülkiyeti bu yolla elde edilebilecek taşınmazlarda mümkündür” hükmü mevcuttur.
    Ancak, mecraların açıkta tesis edilmiş olması halinde, mecra irtifakı sözleşmesi yapılmamış olmasına rağmen irtifak hakkının doğup doğmayacağı ve dolayısıyla eylemli duruma hukuken geçerlik tanınıp tanınmayacağı hususu üzerinde de durulmalıdır.
    Başkasının taşınmazından mecra geçirmek isteyen kişi, Türk Medeni Kanunu hükümleri gereğince bu isteğini iki yoldan sağlama olanağına sahiptir. Bunlardan birincisi, Türk Medeni Kanununun 727. maddesi hükmünden yararlanmak suretiyle o taşınmaz maliki ile anlaşarak “rızai mecra irtifakı tesis edebilme” yoludur; diğeri ise, anlaşma olanağının sağlanamaması halinde, Türk Medeni Kanunu"nun 744. maddesinde düzenlenen "zorunlu mecra irtifakı tesisi" için dava yoluna başvurabilmesi halidir. Görülüyor ki, bu tür irtifak hakkının kurulmasını sağlayan neden sadece anlaşma değildir. Bir mahkeme kararıyla da irtifak hakkı kurulabilir. Öte yandan, yukarıda sözü edilen Özel Hukuk kurallarından başka, kamu hukukuna ilişkin tasarruf ve kurallar da mecra geçirilmesine esas teşkil edebilir.
    Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 727. maddesi de, 726. madde gibi, "yapıların, üzerinde bulunduğu taşınmazların mütemmim cüz"ü olduğu" yolundaki aynı Yasanın 684 ve 718. maddeleri ile konulmuş bulunan genel kuralın bir istisnasıdır ve mecraların geçtiği taşınmazlar üzerinde irtifak hakkı kurulma yoluyla bu mecraların, üzerinde bulunduğu taşınmazların mülkiyetine girmemesi sağlanmıştır.
    Başkasının taşınmazından mecra geçirilmesine imkan veren bu maddenin öngördüğü hak sahibine, o taşınmazdan yararlanma yetkisi sağlaması ve böylece malikin yararlanma yetkisini mecra geçiren kişi lehine sınırlaması bakımından irtifak hakları arasında yer almaktadır. Yararlanma biçimi, hak sahibinin o taşınmazdan mecra geçirmesi ve bu nedenle bazı faaliyetlerde bulunabilmesine yönelik olduğundan, mecra geçirecek kişi ile taşınmaz arasında doğrudan doğruya bir ilişki kurulmasını zorunlu kılar. Bir başka anlatımla, mecra irtifakının tesisi, taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasında olduğu gibi, tescile esas teşkil edecek bir "temliki işleme", yani "iktisap sebebine" ihtiyaç gösterir. İktisap sebebini teşkil eden hukuki işlem çoğunlukla bir irtifak sözleşmesi görünümünü taşır. Mecra irtifakı sözleşmesiyle, tarafların mecra hakkının tesisi hususundaki karşılıklı, birbirine uygun iradelerinin yer aldığı borçlandırıcı işlem kastolunmaktadır. Bu işlem, mecra hakkının belli bir muhteva ile kurulmasına ilişkin bulunmaktadır. (...-Türk Hukukunda Mecra İrtifakları - İstanbul 1978 - Sayfa 41).
    Bir başka anlatımla, üzerinde irtifak hakkı kurulan taşınmazın sahibi, bu sözleşmeyle, irtifak hakkı sahibine "arazisi üzerinde ana yapı için gereken mecraları yapması veya evvelce meydana getirilmiş mecralar varsa onları yerinde alıkoyması ve bunları korumak amacıyla arazisine girmesi konularında izin vermektedir." (... - Aynı Haklar - Ankara 1976 - Sayfa 656 vd.).
    Ancak, mecra irtifakının geçerli olarak doğabilmesi için (diğer unsurların varlığı yanında) mecra irtifakı sözleşmesinin yasada öngörülen şekilde yapılmış olması zorunludur (MK. 781). (2644 sayılı Kanun m. 26; Tapu Sicil Nizamnamesi m, 19 İçt. Bir. K., 10.06.1931 gün ve 2/40 sayılı). Bununla beraber, mecra irtifakı, Türk Medeni Kanununun 780. maddesinin ilk cümlesindeki buyurucu hüküm uyarınca tapu siciline kaydedilmedikçe (tescil olunmadıkça), sadece sözleşme yapılmış olması olgusu, irtifak hükümlerinin yerine getirilmesi için bir talep hakkı vermeyecektir. Ne var ki, taşınmazlar üzerinde ayni bir hak iktisabının tapu kütüğüne yapılacak tescile bağlı olduğu yolundaki genel kuralın (TMK. 705), irtifak hakları için de söz konusu olacağını, Türk Medeni Kanununun 780. maddesi açıkça öngördüğüne göre, taşınmaz mülkiyetinin iktisabına paralel olarak mecra irtifakının sicil dışı tesis edilmesi de mümkündür. Bu haller Türk Medeni Kanununun 705.maddesinde öngörülmüştür. Fakat, mecra irtifakının tescilden önce tesisine imkan veren haller, Türk Medeni Kanunu m.780’de atıf yapılan madde 705"den ibaret değildir. Aynı yasanın 727. maddesinde açıkça belirtildiği gibi, irtifak sözleşmesine konu edilen mecra açıkta tesis olunmuş ise, bu takdirde de sözleşmenin yapılması ve mecranın açıktan geçirilmesiyle irtifak hakkı doğmuş olacaktır. Bu hüküm, açıktan geçen mecralarda görülebilirliğin, tapu sicilinin aleniyet fonksiyonunun yerini tutabileceği görüşünden kaynaklanmaktadır (Özakman - age., 89) (...– Eşya Hukuk - İstanbul 1982 sayfa 751, dipnot 111"le ilgili metin) (... - age.- 1183). Ancak hemen ve özellikle belirtilmek gerekir ki, mecra irtifakının tescilsiz iktisabına imkan veren bu istisnai hükümle, hakkın dayanağını teşkil eden mecra irtifakı sözleşmesi veya hakka sebep teşkil eden bir diğer hukuki işlemin usulünce düzenlenmesi gereği bertaraf edilmiş değildir. Aksi halde, mecra irtifakının doğduğu kabul olunamaz ve taşınmazın maliki Türk Medeni Kanunu"nun 683.madde uyarınca tecavüzün men"ini dava edebilir (....-90 dipnot 169"la ilgili metin ve orada anılan eserler). Bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulu"nun 08.12.1978 gün ve 1/592 Esas, 1077 Karar sayılı ilamında da aynen vurgulanmıştır.
    Tüm bu açıklamalardan sonra somut olaya baktığımızda;
    Öncelikle, dava ... Mad. San. ve Tic. A.Ş. tarafından davalı ... aleyhine açılmış ve davacı şirket adına mecra hakkı kurulması istenmiştir. Davada karar, taraflara yönelik olarak verilir. Taraf olmayan kişi ya da kişiler hakkında hak veya mükellefiyetler doğuracak şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Mahkemenin davada taraf olmayan Tedaş Genel Müdürlüğü lehine hüküm kurması yasaya uygun olmamıştır. Kaldı ki, davacının bu şekilde karar verilmesi yönünde bir talebi de bulunmamaktadır.
    Diğer yandan, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Davacı şirketin, davalının açmış olduğu elatmanın önlenmesi davasından sonra bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi ekinde verilen bir kısım belgeler ile dosyada bilirkişiler tarafından düzenlenmiş kroki ve raporlardan görüleceği üzere dava konusu taşınmaz üzerinde enerji nakil hattının bulunduğu, hatta kısmen direk yerinin de olduğu açıktır. Ancak dava konusu taşınmazın tapu kaydı getirilmemiş ve kayıt üzerinde bir irtifak hakkı bulunup bulunmadığı incelenmemiş, davalının davacı aleyhinde açmış oluduğu meni müdahale davasına ilişkin mahkemenin 2013/309 Esas sayılı dosyası da getirilmemiş, o davada davacının talebinin ne olduğu konusu üzerinde durulmamıştır. Taraflar arasında bir mecra irtifak sözleşmesinin bulunduğuna ilişkin dosyaya bir belge de sunulmamıştır.
    Mahkemece, taşınmazın varsa takyidatlarını da gösterir tapu kaydı ve davalının açmış olduğu meni müdahale davasına ilişkin dosya getirilerek incelenmeli, davalı taşınmazı üzerinde bulunan enerji nakil hattı ile pilon yerinin dayanağı araştırılmalıdır.
    Bir kimse komşularından yasal şartları uygun olarak izin almadan onların taşınmazlarından mecra geçiremez. Bu nedenle mecra irtifak hakkının kesintisiz bağlantısını sağlayabilmek için elektrik kaynağının (mecra kaynağının) paftada hukuken alınması gerektiği yerden davacı taşınmazına kadar aradaki mevcut taşınmazlardan bağlantı kurulması gerekir. Bunun için eğer ihtilafsız taşınmaz malikleri rıza gösterir ise, davacıya süre verilerek onlar hakkında tapuda "akti irtifak hakkı" kurulduktan sonra davalı taşınmaz ile bağlantısı sağlanarak havai hattın geçirilmesi temin edilmelidir. Bu hat geçirilirken öncelikle enerji alınacak trafo ile davacı taşınmazı arasında geçişe uygun genel yollar var ise, bu yolların kenarına dikilecek direkler üzerinden geçirilecek havai hat tesisi suretiyle mecranın kurulmasının mümkün olup olmadığı araştırılmalıdır. Eğer yollardan yararlanma olanağı yoksa o zaman olanaklar elverdiği ölçüde aradaki mevcut taşınmazların sınırları takip edilerek ve taşınmazlar bölünmeden mecranın geçirilmesinin uygun olacağıseçenekler araştırılmalıdır. Mecra hakkının geçirilmesi gereken başkaca taşınmazlar da tespit edildiği takdirde hukuken davaya katılmak suretiyle mecranın kesintisiz şekilde kurulmasının sağlanması gerekir.
    Değinilen yönler gözetilerek yerinde yeniden keşif yapılıp bilirkişilere yukarıda izah edildiği şekilde kapsamlı kroki çizdirilerek Enerji Nakil Hattı Yönetmeliği gereğince bölgenin bağlı bulunduğu elektrik idaresinden de sorularak gerekli görüş alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken, bu ilkelere uygun inceleme ve araştırma yapılmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi