14. Hukuk Dairesi 2016/14293 E. , 2017/7738 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ya da tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 10.05.2016 gün ve 2016/672 Esas - 2016/5669 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalılar vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 3230 parsel sayılı taşınmazın 1/16 payının 01.05.1987 tarihinde hükmen adına tescil edildiğini, ancak 21.10.1987 tarihli imar uygulaması sonucu oluşan ifraz parsellerinde, kök taşınmazın 15/16 paydaşı olan Hazine’nin tam pay maliki yapılarak kendi payının ortadan kaldırıldığını, imar parsellerinin bedelsiz olarak davalı belediyeye devredildiğini ileri sürerek 3230 parsel sayılı taşınmazın 1/16 payının adına tescilini veya taşınmaz bedelinden şimdilik 5.000,00 TL"nin 21.10.1987 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini, idari yargının görevli olduğunu, tapu sicil müdürlüğünden alınan bilgiler uyarınca imar uygulamasının yapıldığını, taşınmazların davalı Hazine adına tescil edildiğini; davalı Hazine vekili ise terditli dava açılamayacağını, kök taşınmazın hükmen Hazine adına tescil edildiğini, imar uygulamasıyla oluşan parsellerin de Hazine adına tescil edildikten sonra davalı belediyeye devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, belediye encümen kararının idari yargıda iptal edilmediğinden geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 10.05.2016 tarihli ve 2016/672 Esas 2016/5669 Karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına karşı davalılar vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Her ne kadar Dairemizce, davacının mahkeme ilamına dayalı mülkiyet hakkının imar parsellerine yansıtılması yönünde bozma kararı verilmiş ise de somut olayda, davacının açmış olduğu dava sonucunda lehine verilen pay tesciline ilişkin kararı, imar uygulaması öncesi tapuda infaz ettirmek suretiyle 1/16 payın adına tescilini sağladığı, başka bir deyişle mülkiyet hakkının imar uygulaması öncesi sicil kaydında mevcut olduğu, buna rağmen imar uygulaması sırasında bu hususun gözetilmediği bu defa yapılan incelemede anlaşılmıştır.
Davalı ... Başkanlığının 23.07.2010 tarihli yazı cevabına göre, çekişme konusu taşınmazda yapılan imar uygulamasının, 2981 sayılı yasanın 10/b maddesi uyarınca yapıldığı bildirilmiş ise de dosya kapsamından, Belediyenin encümen kararı alarak ve şuyulandırma cetveli hazırlayarak tesis ettiği işlemin, aynı yasanın 10/c maddesi gereğince yapılan imar uygulaması olduğu anlaşıldığından imar parsellerinin dayanağı olan bu idari işlemin iptal edilmediği sürece tapu iptali ve tescil davasının dinlenemeyeceği açıktır. Mahkemece de anılan bu gerekçeyle tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ne var ki, davada tapu iptali ve tescil istemi yanında terditli olarak (ikinci kademede) tazminat isteminde de bulunulmuş olup mahkemece, tazminat istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir.
Hükmün yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulması gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu farklı bir gerekçeyle bozulduğu bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından davalılar vekillerinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 10.05.2016 tarihli ve 2016/672 Esas 2016/5669 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak kararın bu gerekçeyle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 10.05.2016 tarihli ve 2016/672 Esas 2016/5669 Karar sayılı Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,
18.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.