11. Ceza Dairesi 2017/3582 E. , 2017/4189 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Suça konu faturaların en son 29.09.2006 tarihli olduğu ve KDV indiriminde kullanıldığı gözetildiğinde, suç tarihinin 21.10.2006 olduğu cihetle; suç tarihinin 26.10.2006 olduğuna ilişen tebliğname düşüncesine iştirak edilmemiştir.
1-Sanık hakkında "2006 takvim yılında sahta fatura kullanma“ suçundan açılan kamu davasında; sanığın üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, faturalara konu alışverişlerin gerçek bir ticari ilişkiye dayandığını savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; dosya kapsamına göre sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen şirket hakkında karşıt inceleme raporu düzenlendiği görülmekle, ilgili rapor temin edilerek, bu faturaları düzenleyen şirket yetkilileri hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, açıldığının tespiti ve birleştirilmesi mümkün olmadığı takdirde, dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına alınması, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoku olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Bucak Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 07.02.2012 tarih ve 2012/69 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın, 2006 takvim yılında... Gıda Mad. ...nden aldığı sahte faturaları kullandığı gerekçesiyle cezalandırılmasının talep edildiği, bir takvim yılında birden fazla mükelleften temin edilen sahte faturaların kullanılması eyleminin zincirleme olarak işlenen tek suçu oluşturacağı, UYAP kayıtlarında yapılan incelemede, sanığın 2004, 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak suçundan Bucak Asliye Ceza Mahkemesi’nin 12.07.2010 tarih ve 2009/541 Esas-2010/676 karar sayılı ilamıyla mahkumiyetine karar verildiği, iş bu ilamın, Yargıtay 19. Ceza Dairesi‘nin 14.10.2015 tarih ve 2015/2801 Esas sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası yargılamanın halen derdest olduğu, bu itibarla sanığın aynı takvim yılında başka mükelleflerden de temin ettiği sahte faturaları kullandığına ilişkin tespitin, yeni bir suçu oluşturmayıp, zincirleme suç içinde değerlendirilmesi gerekeceği cihetle, mükerrer yargılama yapılmaması ve eylemin zincirleme suç içinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi açısından; söz konusu dosyanın duruşmaya getirtilip incelenmesi, mümkün olması halinde davaların birleştirilmesi ile sanığın eylemlerinin zincirleme suç niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3-Kabule göre de;
a) Sahte fatura kullanmak eylemi bakımından, suç tarihi itibariyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4369 sayılı Yasa ile değişik 359/b-1. maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/b maddesi ile cezanın üç yıldan beş yıla kadar hapis cezasına çıkarıldığı nazara alındığında, belirtilen suç tarihlerinde sahte fatura kullanmak suçunun temel cezasının asgari haddinin 18 ay hapis olduğu ve bu haliyle sanığın lehine olduğu cihetle, uygulamalı yasa karşılaştırması yapılmadan, temel cezanın alt sınırdan tayin edildiğinin belirtilmesine rağmen 3 yıl hapis cezası olarak takdir edilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
b)5237 sayılı TCK"nın 43. maddesine göre "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği; somut olayda sanığın aynı takvim yılı içinde farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura kullandığının kabul edilmesi karşısında hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması,
c)Suça konu faturaların KDV indiriminde kullanılması nedeniyle, 2006 takvim yılı için 21.10.2006 olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında “2006” şeklinde eksik yazılması, yasaya aykırı,
d)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 05.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.