14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/17492 Karar No: 2017/7726 Karar Tarihi: 18.10.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17492 Esas 2017/7726 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/17492 E. , 2017/7726 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.02.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı ..."in müvekkiline olan borcu nedeniyle aleyhinde icra takibi başlatıldığını, borcun ödenmemesi üzerine davalıların müştereken malik oldukları 7 adet taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, icra mahkemesinden iş bu davayı açmak üzere yetki verildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Bir kısım davalılar, taşınmazlardaki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesini istediklerini belirterek davanın reddini savunmuş Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 7 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda, borçlu ortağın alacaklısı, icra mahkemesi hakiminden İİK"nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda, kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının incelenmesinde, davalı borçlu ..."in 54 parsel sayılı taşınmazda 3/24 payının, 1169 parselde kayıtlı 5, 6, 7, 9, 10 ve 11 no.lu bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazlarda ise 72/384"er payının bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, dava konusu taşınmazlarda davalı borçlu adına kayıtlı payların, bu haliyle haczi ve satışı mümkün olduğundan davacının ortaklığın giderilmesini istemekte hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.