4. Hukuk Dairesi 2014/3736 E. , 2014/5838 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Tarsus 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/04/2013
NUMARASI : 2012/303-2013/244
Davacı-birleşen dosya davacısı O.. M.. vekili Avukat M B P tarafından, davalı F.. K.. ve birleşen dosya davalısı N.. Ö.. aleyhine 29/01/2010 ve 01/03/2010 gününde verilen dilekçeler ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı F.. K.. ve birleşen dosya davalısı N.. Ö.. vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava ve birleşen dava maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davaların kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı köy tüzel kişiliği ile birleşen dosya davalısı N.. Ö.. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı köy tüzel kişiliğinin temyiz itirazları yönünden;
Davacı, davalı muhtarlığın sorumluluğundaki köy çöplüğünde gaz sıkışması nedeniyle meydana gelen patlama sorucu çıkan yangının ormana zarar vermesi nedeniyle oluşan zararın giderilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, köy muhtarı N.. Ö.. hakkında ceza mahkemesince mahkumiyet kararı verildiği, oluşan zarardan her iki dosya davalısının da sorumlu olduğu gerekçesiyle davaların kabulüne karar verilmiştir.
İdari bir kuruluş olan Köy Tüzel Kişiliğinin (Köy muhtarlığının), kamusal görevi çerçevesinde zarar doğurucu eylemin gerçekleştiği anlaşılmaktadır. İdari eylem ve işlemlerden doğan zararlardan dolayı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince idareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası olarak açılması gerekir. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir.
Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, asıl dosya davalısı Fakılar Köyü Tüzel Kişiliği yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçe ile işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2- Birleşen dosya davalısı N.. Ö.."in temyizi yönünden;
Birleşen dosyada dava, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken, kusurları sonucu zarar vermelerinden kaynaklanan ve zarar görenlerin kamu görevlisi aleyhine açtıkları maddi tazminat davasıdır.
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. ( TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Davaya konu edilen olayda; Fakılar köyü Muhtarı olarak görevli davalı N.. Ö.."in köy çöplüğünde taksirle yangına neden olmasından dolayı hakkında açılan ceza davasında mahkum olduğu,bu olay nedeniyle gerçekleşen orman yangınından kaynaklanan zararın davalı tarafından giderilmesi isteminde bulunulmuştur.
Şu durumda, yerel mahkemece kamu görevlisi olan davalı hakkında, kusuruna dayanılarak açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) ve (2) no"lu benttlerde gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/04/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle bozma kararının (2) nolu bendine katılmıyorum.07/04/2014