21. Hukuk Dairesi 2014/9654 E. , 2015/3122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk İş Mahkemesi
Davacı, haklarında açılan 5 dava ve icra takipleri sonucunda ödemek zorunda kaldığı paranın faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, Orman İşletme Müdürlüğünde çalışan işçilerin konut edindirme yardımı alacağının tahsili için açtığı davalar sonucu ,bu işçilere konut edindirme yardım alacağı ödemeye mahkum edilen davacının dava ve icra takipleri sonucu ödemek zorunda kaldığı 15.588,041 TL nin yasal faizi ile ..." dan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemelerin görevi ve yargı yolu "yasa" ile belirlenmiş olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınır.(HMK 1. madde). İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile, mülga 506 sayılı Kanunun 134’üncü maddesinde ve 1479 sayılı Bağ-Kur Yasasının 70. maddesinde, bu Kanun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
İş davalarına bakmak üzere ilk defa 1950 yılında 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile bir özel mahkeme türü olan iş mahkemelerinin kurulduğu, ancak ayrı iş mahkemesi bulunmayan yerlerde, anılan Kanunun 1/3. maddesi gereği ..."nun bir asliye hukuk mahkemesini görevlendireceği, bu mahkemenin iş davalarına, iş mahkemesi sıfatıyla ve İş Mahkemeleri Kanunu"nda öngörülen yargılama usulüne göre bakacağı, bu anlamda ayrı özel mahkeme bulunmayan yerlerde davanın genel mahkemelerde, "özel mahkeme sıfatıyla bakıldığı belirtilmek suretiyle" görülmesi gerekmektedir.
Öte yandan; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8. maddesi hükmüne göre, iş mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararlara karşı temyiz süresi, karar yüze karşı verilmişse nihaî kararın taraflara tefhimi, yokluklarında verilmiş ise tebliği tarihinden itibaren sekiz gündür.
Eldeki dosyada, iş mahkemesi sıfatı dava dilekçesinde belirtilmemekle beraber, mahkemece tensip zaptı da dahil olmak üzere duruşma tutanaklarının tamamında ve gerekçeli karar başlığında, davaya "İş Mahkemesi Sıfatıyla" bakıldığının belirtilmemiş olması, temyiz süresinin, tebliğden itibaren 15 gün olarak gösterilmiş olması isabetsizdir.
Mahkemece yapılacak iş; davaya "İş Mahkemesi Sıfatıyla" bakarak, karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, temyiz harcının temyiz eden taraflardan davacıya iadesine, 23/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.