14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/17491 Karar No: 2017/7723 Karar Tarihi: 18.10.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17491 Esas 2017/7723 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/17491 E. , 2017/7723 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.07.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu 27843 ada 5 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşı ..."ün 1/72 payını 26.07.2012 tarihinde davalıya sattığını, müvekkiline satışla ilgili noter bildirimi yapılmadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı payların iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunduğunu, müvekkilinin payı satın aldığı ..."ün kendi yerini tel örgü çekmek suretiyle belirlediğini ve bu şekilde kullanageldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunduğu, bir kısım paydaşların paylarına düşen yerleri sınırlandırmak suretiyle kullandıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Somut olaya gelince, dosya kapsamından mahkemece, davalının dava dışı ..."den satın aldığı paya ilişkin yerin tespit edildiği anlaşılmaktadır. Ancak davacının kullandığı ya da davacıya teban başka bir paydaş tarafından kullanılan yer olup olmadığı araştırılmamıştır. Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde fiili taksim yapılıp yapılmadığının ve özellikle davacı ile davalının kullandığı bölümler bulunup bulunmadığının mahallinde yeniden keşif yapılarak taraf tanıklarının da taşınmaz başında dinlenmek suretiyle araştırılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.