Esas No: 2022/498
Karar No: 2022/767
Karar Tarihi: 26.10.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/498 Esas 2022/767 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2022/498 Esas
KARAR NO: 2022/767
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 04.11.2021
KARAR TARİHİ: 26.10.2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; ----bağlı ortaklığı olan davacı şirkete--- tutarında idari para cezası uygulandığını, müvekkilinin, idari para cezasını ----- ödediğini, zarara sebebiyet ---- tespiti amacıyla ---- tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen ----- ---- olarak görev yapan ---- dava dilekçesinde görevi belirtilmeyen ----- davalıların müştereken müteselsilen sorumlu olduklarının tespit edildiğini, bu zararın tazmini amacıyla bu davalılara karşı ------ dosyalarında ara cezası uygulanması sebebiyet verdikleri halde-------- ibra ettiklerini, ibra kararının şirket zararına olmasının yanı sıra ----- göre de soyut nitelikte olduğunu, bu yönüyle sorumluları borçtan kurtarır nitelikte olduğunu----- uyarınca ibra kararının bankayı zarara uğratan davalıları sorumluluktan kurtarmayacağının kabul edildiğini, bu nedenle ibra kararının iptaline karar verilmesi gerektiğini,------- göre yönetim kurulu üyelerinin ibra oylamasında kendilerinin ve diğer ------ibrası için oy kullanamayacaklarını, ------ ilişkin ibra edilmelerine dair alınan kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, davalıların cevap dilekçesine karşı sunduğu dilekçesinde, davacı şirketin tek pay sahibinin müflis -----uyarınca davacı şirketin ---- alınan kararlarla yönetileceğini,------ dava konusu zarara ilişkin hukuki işlemlerin başlatılmasına karar verildiğini, bu nedenle davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğunu, davanın tazminat davasıyla birleştirilmesi gerektiğini belirterek emsal olarak ----esas sayılı dosyasındaki----- iptali davasının,----- dosyasında görülen tazminat davası ile birleştirilmesine dair kararı sunmuştur.
2-Savunma: Dava dilekçesi davalı --- tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili ----- tarihinde cevap süresinin uzatılmasını talep etmiş, talep kabul edilmiş, ancak davalı vekili davaya cevap vermemiştir.
Dava dilekçesi davalı------tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vasisi --- tarihinde cevap süresinin uzatılmasını talep etmiş, mahkememizin --- tarihinde cevap süresini iki hafta uzatmış, davalı ------uyarınca davacının taraf ehliyetinin bulunmadığını, davanın bu nedenle reddi gerektiğini, ayrıca toplantı tutanağına muhalefet şerhinin geçirilmesinin de diğer bir dava şartı olduğunu, davalının davada taraf ehliyetinin bulunmadığını, iptal davasının ---- karşı açılması gerektiğini, davacı yöneitm kurulu ise davada şirketi temsil etmesi için bir kayyım atanması gerektiğini, davanın ----- süre içinde açılmadığını, bu nedenle davanın bu nedenle de reddi gerektiğini, davacının birleştirme talebinin davaların ilgisi bulunmaması nedeniyle reddi gerektiğini, iptali istenen -----uygun olduğunu, şirket ortaklarının tamanının ------- bulunduğunu, şirket ortaklarının oy birliğiyle ----- ibra ettiklerini, yine ------ düşürücü süreye tabi olduğunu, ----- şirketin bağımsız denetim raporunun okunduğunu, ibranın doğru olduğunu, davalı hakkında sorumluluk davalarının açıldığını, yani varsa zarar doğurucu eylemin çok önceden öğrenildiğini, bu nedenle dahi hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın ikame edildiğinin açık olduğunu, zaten zararın en geç öğrenme tarihinin ----- tarihli rapor olduğuna göre her halukarda hak düşürücü sürenin geçtiğinin açık olduğunu tüm bu nedenlerle davanın usulden veya esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalı ---- tarihinde tebliğ olunmuş, davalı vekilinin talebi üzerine --- tarihinde cevap süresinin iki hafta uzatılmasına karar verilmiş, davalı ------ uyarınca üç aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davanın şirkete karşı açılması gerektiğinden ve davacı şirketin tek pay sahibinin dava dışı ----- davalının ibra kararında imzası bulunmadığı gibi dahli de bulunmadığını, bu nedenlerle davanın usulden veya esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3-Davanın Aşamaları: Mahkememizin -----ilamıyla, davaya konu -------- yapılmış olup, davanın iptali istenen üç aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığından davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz ilamına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, -------- iptali davasıdır. İbra kararı tek taraflı bir hukuki işlemdir. İbra kararı bir genel kurul kararı olması itibariyle genel kurul kararlarının sakatlığına ilişkin hükümlere tabidir. Butlan veya iptal koşulları mevcut değil ise ibra kararından dönülemez. Zira ibra kararları yenilik doğuran hukuki işlemlerdir ve bir kez geçerli olarak doğduktan sonra bu kararlardan geri dönülmesi sözkonusu olmaz.------olduğu hususunda görüş birliği mevcut olup, bunun sonucu olarak sorumluluk davası açma hakkı ibra kararı ile birlikte ortadan kalkar.
5411 sayılı kanunun; ------ bankaların tasfiyelerinin tamamlanması ancak ------ tahsil edilememiş olması halinde, bankanın sorumlulukları tesbit edilen ------- verdikleri zararın tazmini için tasfiyenin tamamlanmasını müteakip beş yıl içinde --- dava açılabilir." denilmektedir. Maddenin açık düzenlemesi,---sorumlulukları tesbit edilen ------üyeleriyle denetçiler aleyhine ibraların iptali ile birlikte --- sorumluluk davası açma hakkı vermektedir. Yani düzenleme sorumluluk davasının ibranın iptali ile birlikte açılmasını öngörmekte, genel kurula ibranın iptali hakkı vermemektedir. ----
Aynı kanunun------ yürürlükten kaldırılan
------çoğunluk hissesine sahip olduğu bankaları ifade ettiği belirtilmiştir.
Bu sebeble ------ ------ olduğu davacı şirketin de aynı şekilde yönetim ve denetimine el konulduğu anlaşılmakla davacı şirketin ----- tanınan yetkilerden yararlanacağı hususunda tereddüd yoktur.
Davacı şirket tarafından davalı eski ------ sayılı dosyasında sorumluluk davaları açıldığı belirtilerek, işbu ibranın iptali davasının sözü edilen dava dosyaları ile birleştirme talepli olarak açılmıştır. İbranın iptali davası ile sorumluluk davasının birlikte açılması gerekirken ayrı ayrı açılmış ancak birleştirme talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince eldeki ibranın iptali davasının derdest sorumluluk davası ile birleştirilmesine karar verilmesi gerekirken, ----- iptali davası olarak nitelenerek, şirket tüzel kişiliğinin ------ iptali davası açamayacağı düşünülmeden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır." gerekçesi ile Mahkememiz ilamının kaldırılarak yukarıdaki esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
DAVANIN, TARAFLAR ARASINDA ANLAŞMAZLIK KONUSU OLAN VE OLMAYAN HUSUSLARIN TESPİTİ, DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ GEREKİP GEREKMEDİĞİ HUSUSUNUN İNCELENMESİ, DEĞERLENDİRMESİ VE SONUÇ:
4-Davanın, taraflar arasında çekişmesiz olan hususlar ve taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, anonim şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler teatisi sonucunda davacı ile davaya cevap veren davalılar ----------davacı şirketin -------- birim müdürü olarak görev yaptıkları, davacı şirketin -------tarihinde yapıldığı, bu toplantıda oy birliğiyle şirket -------Davalıların, davacı tarafından başka mahkemelerde açılan davalarda belirttiği şekilde davacıya kesilen ve davacı tarafından ödenen idari para cezasından sorumlu olup olmadıkları, Davaya konu ------ yılındaki yükümlülüklerini yerine getirmeyerek idari para cezası uygulanmasına sebebiyet verdikleri halde---- noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
5-Davaların birleştirilmesi gerekip gerekmediği hususunun incelenmesi, değerlendirmesi ve sonuç:-------- sayılı dosyasında sorumluluk davaları açıldığı belirtilerek iş bu davanın sözü edilen dava dosyalarıyla birleştirme talepli olarak açıldığı, iş bu dava dosyasıyla sorumluluk davasının birlikte açılması gerekirken ayrı ayrı açıldığı, ancak birleştirme talep edildiği, ilk derece mahkemesince eldeki ibranın iptali davasının derdest sorumluluk davasıyla birleştirilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkememizin ------kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nin 166. maddesi;
“(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer Mahkemeyi bağlar.
(2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.
(3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
(5) İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” düzenlemesini içermektedir.
Davaların birleştirilmesi usul ekonomisi bakımından önemli olup, anılan madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere davaların birleştirilmesi, davalar arasında bağlantı bulunması durumunda söz konusu olabilecektir.
Davalar arasında bazı ortak hususların bulunması veya salt görünüşteki benzerlikler bağlantının varlığı için yeterli değildir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda aralarında bağlantı var sayılacaktır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nun 448. maddesi uyarınca usul kuralları derhal uygulanacağından somut olaya HMK’nun 166. maddesi uygulanacaktır. Bu durumda aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir.
Bu itibarla, aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış olan davalarda birleştirme kararı, talep üzerine veya kendiliğinden davanın her aşamasında verilebilecektir. Fakat vurgulamakta yarar vardır ki, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılan davalarda re'sen birleştirme kararı verilemez.
Buradaki aynı düzey ve aynı sıfattaki mahkemelerden anlaşılması gereken; her iki davanın da görüldüğü Mahkemenin, Asliye Hukuk Mahkemesi veya Sulh Hukuk Mahkemesi yahut iş mahkemesi yahut aile mahkemesi olmasıdır. Aynı düzey ve sıfatta olmayan mahkemeler arasında bu şekilde davaların birleştirilmesi söz konusu olmayacaktır -----
----- üzerinden celp olunmuş, incelenmesinde, Mahkememiz davacısı tarafından Mahkememizdeki davanın davalıları ---- karşı açılan tazminat davası olduğu ve yargılamanını devam ettiği, ilgili davanın dava açılış tarihinin----- olduğu görülmüştür.
Mahkememizde dava ----- tarihinde açılmıştır.
----- sayılı dosyasının ------- dosyası üzerinden yürütülmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İşbu Mahkememizin------ sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
Mahkememiz esasının bu nedenle kapatılmasına,
2-Birleşen Mahkememizin işbu dosyasının, ------ sayılı dosyasının içine gönderilmesine ve yargılamanın o dosya ile birlikte sürdürülmesine,
3-HMK'nin 166/3. Maddesi uyarınca birleştirme kararının derhal ---------- sayılı dosyasına bildirilmesine,
4- Yargılama harçları, yargılama masrafları ve vekalet ücretlerinin tayin ve takdirinin birleşen davada nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
Dair, HMK'nın 168. maddesi gereğince uyuşmazlığın esası hakkında verilecek hükümle birlikte birleştirme kararının yerinde olup olmadığının denetlenmesi bakımından istinaf kanun yolu açık olmak üzere, davacı vekili ------------ yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulünce anlatıldı. 26.10.2022