9. Hukuk Dairesi 2014/33996 E. , 2015/1508 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin, fazla mesai, genel tatil, hafta tatili ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş, davalı avukatı tarafından duruşma talep edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işveren yanında depo sorumlusu olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, işçilik alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, işyerinin faaliyetinin Çevre İl Müdürlüğünce durdurulması nedeniyle davacının iş sözleşmesinin feshedildiğini, taleplerinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini feshetmekte haksız olduğu, ödenmemiş izin ve ücret alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Mahkemece yapılan yargılama sonunda 11.09.2009 tarihli son duruşmada tefhim edilen kısa kararda " kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret ve yıllık izin ücretinin kabulüne karar verildiği açıklanmış,
Ancak gerekçeli kararda hüküm altına alınan kıdem ve ihbar tazminatlarının miktarları kısa kararda hüküm altına alınan miktarlardan farklı olması nedeniyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
Kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre aykırıdır.
Karardan sonra yürürlüğe giren ve temyiz incelemesi sırasında yürürlükte olan 6100 sayılı HMK. 298/2. maddesinde kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olamayacağı yukarıda belirtilen YİBK.na uygun bir biçimde yeniden düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK.nun 298/2. maddesine göre “ Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.”
Yukarıda belirtildiği üzere duruşmada tefhim edilen hüküm sonucu ile gerekçeli kararın hüküm sonucunun çelişkili olduğu açıkça ortadadır.
Bu nedenlerle 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına ( 6100 sayılı yasanın HMK.nun 298/2. maddesine) aykırı olduğu anlaşılan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda davacı fazla çalışma hususunda hernekadar davası bulunan işçilerden birisi ile eşini tanık olarak dinletmiş ise de Dairemizce temyiz incelemesi yapılan diğer dosyalarda davası bulunmayan tanıklarca işyerinde 08-20 ve 20-08 şeklinde iki vardiya halinde çalışıldığı sabittir. Davacı haftada 9 saat fazla çalışma yaptığını tanıkla ispat etmiştir. Mahkemece dosya içindeki bilirkişi raporu yeniden değerlendirmeye tabi tutularak takdiri indirim hususuda düşünelerek davacının fazla çalışma alacağı hususunda yeniden bir karar verilmelidir.
3-Mahkemece davacı tarafça peşin yatırılan harçlara ilişkin hüküm kurulduğu halde yargılama gideri içerisine yeniden bu harçlar katılarak mükerrer şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.