14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/17340 Karar No: 2017/7720 Karar Tarihi: 18.10.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17340 Esas 2017/7720 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/17340 E. , 2017/7720 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.10.2013 tarihinde verilen dilekçe ve birleştirilen dosyada davacı vekili tarafından davalı aleyhine 02.07.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkillinin paydaş olduğu 1094 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşlarından ... mirasçılarının 43/672 payını 25.12.2012 tarihinde davalıya sattıklarını, müvekkiline noter bildirimi yapılmadığını ileri sürerek önalım hakkı nedeniyle davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Birleştirilen davada da, davacı ... önalım hakkı nedeniyle oğlu ... adına kayıtlı payın iptali ile kendi adına tescilini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunduğunu, müvekkilinin babası ..."in de müşterek maliklerden biri olup hissesine düşen kısımda tasarrufta bulunduğunu, müvekkilinin dava konusu payı aslında babası adına satın aldığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Somut olaya gelince, tüm dosya kapsamından, davacı ..."ın taşınmazda kullandığı bir bölüm olmadığı, bu durumda taşınmazda fiili taksimin varlığından söz etme olanağı bulunmadığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece, fiili taksim olgusu kanıtlanamadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.