11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/7072 Karar No: 2017/4173 Karar Tarihi: 05.06.2017
Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/7072 Esas 2017/4173 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 2005-2007 yılları arasında sahte fatura düzenlemek suçlamasıyla yargılanmıştır. Ancak suçu kanıtlamak için gereken inceleme eksik yapılmıştır. Ayrıca, suçun işlenme şeklinin Vergi Usul Kanununun 227. maddesi gereği fatura olduğu, faturaların öngörülen bilgileri içermesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri şunlardır: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesi, 230. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2016/7072 E. , 2017/4173 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanık hakkında 2005, 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiası ile açılan kamu davasında, sanığın suçlamaları kabul etmediği ve vergi suçu raporunda bu yıllara ait faturalardan somut olarak bahsedilmediği, sahte fatura düzenlemek suçunda suçun maddi konusunun fatura olduğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de alım satım ya da hizmet ifasının belgesi olan faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; suça konu fatura asıllarından her takvim yılı için kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması ve incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, daha sonra ise sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak, kullanan ilgili şirket yetkilileri hakkında dava açılıp açılmadığı araştırılıp, açıldığının tespiti halinde birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde, dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması, gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması ve fatura ile belgeler üzerindeki imza ve yazıların da sanığa ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK.nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.