Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/19322
Karar No: 2014/283
Karar Tarihi: 14.01.2014

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2013/19322 Esas 2014/283 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan dava, Kamulaştırma Yasası uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istemiyle açılmıştır. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş, ancak hüküm temyiz edilmiştir. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, temyiz istemlerini inceledikten sonra bazı hataların yapıldığını belirterek hükmün bozulmasına karar vermiştir. Bu hatalar şu şekildedir:
1. Bilirkişi kurulu raporunda değerlendirme yapılırken çelişki bulunduğu tespit edilmiş ancak mahkeme tarafından bu çelişkinin giderilmesi için gereken işlemler yapılmamıştır.
2. Bir taşınmazın değerlendirilmesi yapılırken, ürünlerin net gelirleri toplamının ikiye bölünmesi gerekirken yanlış bir hesaplama yapılmıştır.
3. Belli aralıklarla ürün ekimi yapılabilen tarım arazilerinin değerlendirmesinde, bir yılda iki ürün alınabileceği varsayımı yapılmış, ancak bu varsayım doğru değildir.
4. Kamulaştırma bedeli tespiti ile tescil davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek dava
18. Hukuk Dairesi         2013/19322 E.  ,  2014/283 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmaz malın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak düzenleyeceği raporda, bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit etmelidir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için aynı yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 15. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği gün itibarıyla dekar başına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.
Dairemizce aynı gün incelenen (2013/19611 Daire Esas).... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/252 Esas-2013/78 Karar sayılı dosyası içerisinde yer alan ... İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 09.10.2012 tarih ve 3088 sayılı yazısı ile münavebeye alınan buğday, saman, mısır ve ası mısırın sulu şartlardaki 2012 yılına ait veri cetveli ile geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen ... İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 12.11.2013 tarih ve 3971 sayılı veri cetveli arasında münavebeye alınan ürünlerin dekar başına ortalama verimi, üretim gideri ve ortalama toptan satış fiyatları arasında çelişki bulunmaktadır.
Saptanan bu durum karşısında mahkemece her iki cetvel gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğüne gönderilip çelişkinin nereden kaynaklandığı sorularak, çelişkinin giderilmesinden sonra, bilirkişi kurulunca münavebeye alınan buğday, saman, mısır ve ası mısırın 2012 yılı itibarıyla sulu şartlardaki dekar başına ortalama verimi, üretim gideri ile kg başına ortalama toptan satış fiyatlarını gösteren veri cetveli getirtildikten sonra bilirkişi raporundaki değerlerin bu verilere uygunluk sağlayıp sağlamadığının denetlenmesi ve gerekirse verilere uygunluk sağlayan ek raporlar alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
2-Bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazlardan 3458 parselin dava tarihi itibariyle bağ olduğu belirlendiğine göre, taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerlendirme yapılırken ekonomik olarak değer ifade eden ilk ürünün (yaş üzümün) verim, üretim gideri ve ortalama satış fiyatlarının gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilerek bu ürün üzerinden bildirilen veriler esas alınarak değer belirlemek gerekirken, işleme tabi tutulduktan sonra elde edilen kuru üzüm üretimine göre değerlendirme yapılması,
3-Dava konusu taşınmazların açık tarım arazisi olarak tespit edilen bölümleri ile ilgili olarak yapılan net gelir hesabında bilirkişi heyeti tarafından 1. yıl buğday, mısır ( bir yılda iki ürün) , 2. yıl ası mısır ürünleri alınarak 1. yılda araziye ekileceği kabul edilen ürünlerin % 25"inin, 2. yıl ekileceği kabul edilen ürünün ise % 50"si alınmak suretiyle taşınmazın bedeli tespit edilmiştir. İklim koşullarının elverdiği bazı yörelerde bir ürün hasat edildikten sonra toprak yeniden hazırlanıp hemen akabinde ikinci uygun ürün ekilebilmektedir. Bir yılda birden fazla ürün alınma imkanı bulunan yerlerde ülke genelinde bir yıldaki ikinci ürünün hazırlık ve yetiştirme süreleri de dikkate alındığında yılı aşan süre gerektiği de gözetilerek iki yılda üç ürün veya üç yılda dört ürün münavebe esası uygulanarak değerlendirme yapılması gerekmektedir. Buna göre bilirkişi kurulu tarafından bir yılda iki ürün ekilebileceği dikkate alınarak iki yılda üç ürün münavebeye alınmak suretiyle değerlendirme yapıldığına göre ürünlerin net gelirleri toplamının ikiye bölünerek hesaplama yapılması gerekirken 1. yılın % 25"i, ikinci yılın % 50"si alınarak değerlendirme yapılması,
3-Dava konusu taşınmazlardan 3462, 3463 ve 3464 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırmadan artan kısımlarının geometrik şekli, yüzölçümü, tarımsal bütünlüğü dikkate alındığında % 50 oranında değer kaybı olacağı dikkate alınmadan % 100 oranında değer kaybı hesaplayan bilirkişi kurulu raporuna göre karar verilmesi,
4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Yasa koyucunun da bu hak ihlalini dikkate alarak 6459 sayılı Kanunun 6. maddesi ile 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenlemenin getirildiği dikkate alınarak (her ne kadar getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup aynı Yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de), 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescil davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Davanın mahiyeti gereği davada kendisini vekille temsil ettiren davacı idare lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi