Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9157
Karar No: 2015/6877
Karar Tarihi: 26.10.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/9157 Esas 2015/6877 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/9157 E.  ,  2015/6877 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan sistem kullanım anlaşmasının 19 adet trafo merkezi (TM) bazında imzalanmış olduğunu, 31.03.2010 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiğini, davalı şirketin sistem kullanım anlaşması ve iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarihlerini hesaplama yöntem bildirimi uyarınca aylık olarak bağlı olduğunu, fidere arıza intikal ederek kesicinin açtığının ilgili iletim tesis ve işletme grup müdürlüğünden gelen bilgiler ışığında tespit edildiği gerekçesiyle müvekkili aleyhine toplamda 368.965,14 TL"lik ceza faturaları düzenlendiğini ileri sürerek, davalı tarafından tahakkuk ettirilen ve ihtirazi kayıt ile ödenen 368.965,14 TL"nin müvekkili şirkete ödenmesini ya da EPDK"nın 06.04.2011 tarihli 17664 sayılı yazısı ile birlikte görüş doğrultusunda cezaların TM bazında değil fider bazında yeniden değerlendirilerek fazladan ödenen paraların iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, yargı yolunun caiz olmadığını, müvekkilinin usul ve yasaya aykırı bir işlemi bulunmadığını, savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının kamu tüzel kişiliğine sahip bulunduğu, elektrik iletimine ilişkin sistem kullanım anlaşmasının kamu hizmeti sayıldığı, davalı idareye denetim ve anlaşmanın uygulanmasına ilişkin ayrıcalıklı yetki tanındığı, taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından çözümleneceğinin belirtildiği, sistem kullanım anlaşmalarının özel hukuk sözleşmesi değil idari bir sözleşme olduğu, sözleşmelerin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların idare mahkemesinin görevi kapsamı içerisinde olduğu gerekçesiyle, HMK"nın 114. maddesinin (b) bendinde öngörülen yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması uyarınca davacı tarafından düzenlenen ve davalı tarafça ödenen ceza faturalarının bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.
.... 28.11.2001 tarih ve 4-661 E., 1074 K; 22.03.2006 tarih ve 4-12 E., 95 K.; .... 3.02.2015 tarih ve 2014/5176 E., 2015/545 K.; 10.06.2015 tarih ve 2014/7403 E., 2015/4452 K. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere;
Resmi Gazete"nin 14.12.1984 gün ve 18435 sayılı mükerrer sayısında yayınlanan ve ceza hükümleri hariç yayınlandığı tarihte yürürlüğe giren Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında 233 sayılı KHK"nın 2/1. maddesi uyarınca Kamu İktisadi Teşebbüsleri terimi, İktisadi Devlet Teşekkülü ile Kamu İktisadi Kuruluşlarını ifade eder. Bu yasal düzenlemeye göre İktisadi Devlet Teşekkülü, sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari 233 sayılı KHK’nın 1. maddesinde İktisadi Devlet Teşekküllerinin ticaret şirketleri gibi verimlilik ve kârlılık ilkeleri doğrultusunda çalışacakları vurgulanmış, sonraki hükümlerde Teşebbüslerin Kuruluş ve müesseseler biçimde teşkilatlanacakları açıklanmış, 16. maddede kurulacak müesseselerin statülerini ve unvanlarını ticaret siciline tescil ve ilan ettirecekleri, bunların özel hukuk hükümlerine tabi olacakları, sorumluluklarının sermayeleri ile sınırlı bulunduğu, Genel Muhasebe Kanunu ile İhale Kanunu hükümlerinin bunlara uygulanmayacağı, Sayıştay denetimine tabi olmadıkları hükme bağlanmıştır. Kanun koyucunun özel hukuk hükümlerine tabi tutmak suretiyle, bunların birer ticaret şirketi veya tacir olduklarını benimsediği anlaşılmaktadır. Türkiye Elektrik Kurumu 233 sayılı KHK"nın verdiği yetki ile Resmi Gazete"nin 9 Kasım 1984 sayısında yayımlanan Ana Statü ile kurulmuş olup, Statünün 3. maddesinde kurumun tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk, hususi hukuk hükümlerine tabi ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir Kamu İktisadi Kuruluşu olduğu açıklanmıştır. 12.8.1993 gün ve 93/4789 sayılı Bakanlar Kurulu Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 18/1. maddesinde "Ticaret şirketleriyle gayesine varmak için ticari bir işletme işleten demekler, kendi kuruluş kanunları gereğince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, Vilayet, Belediye gibi amme hükmî şahısları tarafından kurulan teşebbüs ve müesseseler dahi tacir sayılırlar" hükmüne yer verilmiştir. Bu madde hükmünde sözü edilen teşebbüslerin, yukarıda anılan "kamu iktisadi kuruluşu" ve "kamu iktisadi teşebbüsü" olduğu kabul edilmektedir. 233 sayılı KHK"nın 2/1. maddesinde, kamu iktisadi teşebbüsleri deyiminin, yukarıda anıldığı gibi iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşunun ortak adı olduğu ifade edilmiştir. Tüzel kişiliğe sahip olarak kurulan (KHK 233 md.4/1) bu teşebbüsler 233 sayılı KHK ile saklı tutulan konular dışında özel hukuk hükümlerine tabidir (K.H.K. 233 md. 4/2). Bunlar belli ölçüde de olsa da mali açıdan özerk kuruluşlar olup, Genel Muhasebe Kanunu, Devlet İhale Kanunu ve Sayıştay"ın denetimine bağlı değildir (K.H.K. 233 m.4/3). Kamu iktisadi teşebbüsünün tacir sıfatını kazanması için iki şarttan birinin yerine getirilmesi yeterlidir. Buna göre, 1- Kuruluş Kanunları uyarınca özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya 2- Ticari şekilde işletilmek üzere kurulmak gerekir. 233 sayılı KHK, 6762 sayılı TTK"nın 18/1. maddesine uygun düzenlemeler getirmiştir. 233 sayılı KHK"nin 4/2. maddesine göre kamu iktisadi teşebbüsleri, 233 sayılı KHK"de belirtilen konular dışında özel hukuk hükümlerine bağlıdır. Bir kamu iktisadi teşebbüsünün tacir sayılabilmesi için ticari şekilde işletilmek üzere kurulması da yeterlidir. Zira, TTK"nın 18/1. maddesi iki şartı birlikte aramamakta kendi kuruluş kanunları (ana statüleri) gereğince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek cümlesinden sonra "veya" eki getirilerek "Ticari şekilde işletilmek üzere kurulan" teşebbüslerin de tacir sayılacağını belirtmektedir. Öğretide baskın görüş de bu doğrultudadır. (Bkz.Ali Bozer "Sosyal Sigortalar Kurumunun Tacir Sıfatı" Batıder, 1962, C.l, S.4 sh:576, Karayalçın, Ticari İşletme sh:209, Naci Kınacıoğlu- Necdet Özdemir Türk Ticaret Hukuku Başlangıç Hükümleri 5.Bası Ank.1984, Öcal, Akar, TTK. 18/1 maddesinin uygulanması hakkında bazı Düşünceler, Esader, 1975 S.l Sh:238, Prof.Dr.Sabih Arkan, Ticari İşletme Hukuku 4.Baskı Sh: 118 vd. Yrd. Doç. Dr. H.Ercüment Erdem, KIT"lerin Tacir sıfatı 1992 sh. 49-53 vd.)
Ticari işletme, 6762 sayılı TTK"nın 11/1. maddesinde "Ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer müesseseler, ticari işletme sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. 233 sayılı KHK"nın 2/3. maddesinde kamu iktisadi kuruluşları tarif edilirken, kendilerine verilen görev ve kamu hizmetlerini, ekonomik ve sosyal gereklere uygun olarak verimlilik ilkesi doğrultusunda yürütecekleri açıklanmıştır. Kamu iktisadi kuruluşları, tekel mahiyetinde hizmet üretmek ve pazarlamak amacıyla (KHK md.2/3) kuruldukları için üretim ve pazarlama faaliyetleri sırasında kâr elde edecekleri açıktır. Nitekim, 233 sayılı KHK"nın 35/3. maddesinde "Bakanlar Kurulu"nca tespit olunan fiyatlar maliyetlerin altında bulunduğu takdirde, zarar ile birlikte, mahrum kalman kâr ait olduğu veya ait olduğu yılı izleyen yılın genel bütçesine konulacak ödenekle karşılanır. Mahrum kalman kâr miktarı, mal ve hizmetin satış maliyeti üzerinden % .... kâr payı tahakkuk ettirilerek belirlenir" hükmüne yer verilmiştir. Bu kamu iktisadi kuruluşlarının hususi hukuk hükümlerine tabi olacakları hükmü yanında, bunların iktisadi devlet teşebbüsleri gibi mal ve hizmet pazarlarken sosyal amaç yanında verimlilik ilkesi doğrultusunda kâr amaçladıkları açıktır. Bu durumda hizmet ve faaliyet sırasında ticari şirketlerin amacı olan verimlilik ilkesi doğrultusunda çalışan, işlerinin hacim ve mahiyeti itibariyle ticari muhasebe tutan, ticari müessese şeklinde çalışan kamu iktisadi kuruluşlarının bu faaliyetleri nedeniyle tacir sayılmaları gerekir.
Somut olayda, davalı ....."nin 29.06.2001 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan anastatüsünün "Hukuki Bünye" başlıklı 3. maddesinde;
"1-Bu Anastatü ile teşkil olunan ..... ... .. .. tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülü"dür.
2- Teşekkül EPK, K.H.K., ve bu Anastatü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tâbidir.
3- Teşekkül Genel Muhasebe Kanunu ile Devlet İhale Kanunu hükümlerine ve Sayıştay’ın denetimine tabi değildir." hükmünün yer aldığı görülmektedir.
Uyuşmazlık, tacir olan taraflar arasında imzalanmış olan ve anastatünün "Teşekkülün Amaç ve Faaliyet Konulan" başlıklı 4. maddesi kapsamında kaldığı anlaşılan "Sistem Kullanım Anlaşmasından" kaynaklanmakta olup, davalı da anastatüsüne göre özel hukuk tüzel kişisidir.
Dava tarihi olan 23.01.2012 tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK"nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Mezkur Yasa"nın 5/2. maddesi uyarınca, o yerde müstakil ticaret mahkemesi var ise, HMK"nın 2/1. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevine giren ve 4. madde uyarınca nispi ticari dava sayılan davalara (somut olayda olduğu gibi süresinde iş bölümü itirazı yapılmadığı sürece) bakması gerekmektedir.
O halde mahkemece, davalı şirketin, idare değil, özel hukuk hükümlerine tabi bir İktisadi Devlet Teşekkülü olduğu, uyuşmazlık konusunun idari bir işlem veya eylem niteliğinde bulunmadığı gözönünde bulundurularak, yargı yolu yönünden görevli olduğunun kabulü ile, uyuşmazlığın esası incelenip, taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir 2- Kabule göre de, karar tarihinde yürürlükte olan HMK"nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Bu durumda mahkemece, HMK"nın 114/1-b ve 115/2. madde hükümleri uyarınca yargı yoluna ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, hükmün gerekçe bölümünde HMK"nın 114/b maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği açıklanmasına rağmen, ""davanın reddine"" karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi