8. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/6283 Karar No: 2010/1327 Karar Tarihi: 25.03.2010
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/6283 Esas 2010/1327 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2009/6283 E. , 2010/1327 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının reddine dair Devrek 1.Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 12.02.2009 gün ve 265/130 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, miras yolu ile intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenleri ile vekil edeni adına tespit ve tescil edilen 103 ada 308 ve 309 parsel sayılı taşınmazların öncesinde birbirlerine bitişik konumda olmalarına rağmen yapılan kadastro çalışmalarında her iki parselin arasında bir bölüm yerin paftasında yol olarak gösterildiğini, gerçekte ise taşınmazlar arasında böyle bir yol olmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın vekil edenine ait 103 ada 308 parsele ilâvesi suretiyle tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılardan Hazine vekili, davanın reddini savunmuş; diğer davalı köy tüzel kişiliği davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın tescil harici olarak bırakıldığı 31.10.2007 tarihinden dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki bilgilere göre, tescil konusu taşınmaz 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak gösterilen bir yerdir. Böyle bir yerin kazanılabilmesi için kamunun yararlanmasına terk ve tahsis edilen yerlerden bulunmaması ve paftasında gösterildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarruf edilmiş olması gerekir. Dava, 05.11.2008 tarihinde açılmıştır. Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, paftasında gösterildiği tarihten itibaren makul süre içerisinde açılmış bulunan davalara bakılmalı ve paftasında gösterildiği tarihten geriye doğru kazanmayı sağlayan süre nazara alınmalıdır. Davacının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 7/4. fıkrası uyarınca makul sayılabilecek süre içerisinde paftasında yol olarak bırakılan taşınmaz bakımından uyuşmazlık çıkardığının ve bu nedenle davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir. Bu durumda, süresinde açılmış bir davanın varlığı kabul edilerek taraflardan delillerini bildirmelerinin istenilmesi, taşınmaz başında keşif yapılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin belirlenmesi, tescil davaları için zorunlu incelemeler ve yasal ilânlar da yapılarak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ile varılacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine herhangi bir inceleme yapılmaksızın yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 25.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.