Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/3455
Karar No: 2017/2784
Karar Tarihi: 15.06.2017

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2016/3455 Esas 2017/2784 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2016/3455 E.  ,  2017/2784 K.

    "İçtihat Metni"


    Adalet Bakanlığı"nın, 15.11.2016 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki kamu davanın düşmesine dair Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/04/2016 tarihli ve 2015/1399 esas, 2016/719 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 24/11/2016 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Sanık hakkında 18/08/2014 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 25/11/2014 tarihli ve 2014/9084 soruşturma, 2014/38 sayılı kararı ile TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süreyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, erteleme kararının 08.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği,
    2- Tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazı aşamasında, şüphelinin Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce yapılan ilk tebligata uyarak Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat ettiği, ancak daha sonra devam eden süreçte yükümlülüklerini ihlal ettiği için uyarıldığı, buna rağmen tekrar yükümlülüklerini ihlal etmesi üzerine, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır" hükmü uyarınca Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen 17/11/2015 tarihli ve 2015/11534 soruşturma sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı,
    3- İddianamenin kabulünü müteakip yapılan yargılama sonucunda, Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/04/2016 tarihli ve 2015/1399 esas, 2016/719 sayılı kararı ile, “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı şüpheliye usulüne uygun tebliğ edilip kesinleştirilmeden denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanmış olması nedeniyle, şüphelinin yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etme şeklindeki eylemlerinin erteleme süresi zarfında meydana geldiğinden bahsedilemeyeceği, bu durumda TCK’nın 191/4. maddesinde düzenlenen "erteleme süresi zarfında;... Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi" şeklindeki kovuşturma şartının gerçekleşmediği” gerekçesiyle CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca “düşme” kararı verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
    Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Dosya kapsamına göre, Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25/11/2014 tarihli ve 2014/9084 soruşturma, 2014/38 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın şüpheliye 16/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/9. maddesinde yer alan "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hallerde, Ceza Muhakemesi Kanunu"nun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171. maddesi ... hükümleri uygulanır" ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 171/2. maddesinin son cümlesinde yer alan "Suçtan zarar gören bu karara 173. madde hükümlerine göre itiraz edebilir." şeklindeki düzenlemeler karşısında, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin karara karşı şüpheli tarafından itiraz edilebilmesinin yasal olarak mümkün olmadığı, buna göre şüphelinin itiraz hakkı da bulunmadığı gözetilerek kamu davasının ertelenmesi kararının verildiği tarihten itibaren erteleme süresinin işlemeye başlayacağı hususunun gözetilmemesinde, ayrıca usulünce kesinleşmiş bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı söz konusu olmadığından, kovuşturma şartı gerçekleşmediği kabul edilse dahi, yargılamanın 5271 sayılı Kanun"un 223/8. fıkra 2. cümlesinde düzenlenen durma kararı ile sonlandırılabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde davanın düşmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/04/2016 tarihli ve 2015/1399 esas, 2016/719 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
    C) Konuyla İlgili Hukuksal Düzenlemeler:
    a) TCK"nın 191. maddesi:
    (1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.
    (4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;
    a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
    b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
    c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,
    hâlinde, hakkında kamu davası açılır.
    (5) Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.
    b) CMK’nın 223/8. maddesi:
    Türk Ceza Kanunu"nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.
    Ç) Konunun Değerlendirilmesi:
    Kanun yararına bozma talebini oluşturan uyuşmazlığın konusu; şüpheli hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddenin 2. fıkrası uyarınca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına şüphelinin itiraz hakkı olup olmadığı ve buna bağlı olarak kamu davasının 5 yıllık erteleme süresinin başlaması için erteleme kararının şüpheliye tebliğ edilip itiraz süresi beklendikten sonra kesinleştirme işleminin yapılmasının gerekip gerekmediği, buna göre erteleme süresinin hangi tarihten itibaren başlayacağı ile, aynı maddenin 4. fıkrasında sayılan “kamu davası açılma koşulları” gerçekleşmeden açılan bir davaya ilişkin olarak CMK’nın 223/8. maddesinde yer alan “durma kararı” mı yoksa “düşme kararı” mı verileceğine ilişkindir.
    Dairemizin 05.12.2016 tarihli ve 2015/3983 esas, 2016/3962 sayılı kararında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, şüphelinin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına itiraz hakkı bulunduğu cihetle, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına ilişkin 5 yıllık erteleme süresi, erteleme kararının şüpheliye tebliğinden itibaren başlayacaktır.
    Somut olay incelendiğinde, Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı"nca şüpheli hakkında 25/11/2014 tarihinde kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi zarfında bir yıl süreyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği ve kararın şüpheliye tebliğe gönderildiği ancak tebliğ edilmesi beklenmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, bu aşamada erteleme kararının 08.12.2014 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce şüpheliye gönderilen çağrı kağıdının ise 16.12.2014 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, şüphelinin erteleme kararına itiraz etmediği ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrısına uyarak süresi içinde müracaat ettiği ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlandığı, ancak daha sonraki süreçte yükümlülüklerini ihlal etmesi üzerine uyarıldığı, buna rağmen tekrar yükümlülüklerini ihlal etmesi üzerine dosyasının kapatılarak kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırıldığı ve kamu davası açıldığı cihetle, her ne kadar mahkemece “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı şüpheliye usulüne uygun tebliğ edilip kesinleştirilmeden denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanmış olması nedeniyle, şüphelinin yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etme şeklindeki eylemlerinin erteleme süresi zarfında meydana geldiğinden bahsedilemeyeceği, bu durumda TCK’nın 191/4. maddesinde düzenlenen "erteleme süresi zarfında;... Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi" şeklindeki kovuşturma şartının gerçekleşmediği” gerekçesine yer verilmiş ise de, somut olayda şüphelinin yükümlülüklerine uymamakta ısrar etme şeklindeki eylemlerinin “erteleme süresi zarfında” meydana geldiği ve TCK’nın 191/4. maddesinde bir "kovuşturma şartı" olarak düzenlenen "erteleme süresi zarfında;... Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi" şeklindeki kovuşturma şartının gerçekleştiği anlaşılmıştır.
    Bu durumda kanun yararına bozma talebinde yer alan “şüphelinin kamu davasının ertelenmesi kararına itiraz hakkı bulunmadığı gözetilerek kamu davasının ertelenmesi kararının verildiği tarihten itibaren erteleme süresinin işlemeye başlayacağı hususunun gözetilmemesinde,” şeklindeki kanun yararına bozma nedeni olarak ileri sürülen gerekçe yerinde görülmemiş ise de, sonuç olarak yukarıda açıklandığı üzere kovuşturma şartı gerçekleşmiş olduğundan mahkemece yargılamaya devam edilmesi gerekirken düşme kararı verilmesi yasaya aykırı olup, “kovuşturma şartının gerçekleştiği” düşüncesine dayanan kanun yararına bozma talebi sonucu bakımından ve değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
    Bu husus açıklığa kavuşturulduktan sonra, diğer kanun yararına bozma nedeni olan “kovuşturma şartı gerçekleşmediği kabul edilse dahi, yargılamanın 5271 sayılı Kanun"un 223/8. fıkra 2. cümlesinde düzenlenen durma kararı ile sonlandırılabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde davanın düşmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” şeklindeki talebin incelenmesinde ise,
    Mahkemece yapılan yargılama esnasında, kovuşturma şartı olan “yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme” şartının gerçekleşmediği kanaatine ulaşılması durumunda, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” kararı verilmesi gerekmekte olup, “kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde” verilebilecek bir karar olan “davanın düşmesine” karar verilmesi yasaya aykırıdır.
    Sonuç olarak, somut olayda şüpheli erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmiş olup TCK’nın 191/4. maddesinde düzenlenen kovuşturma şartı gerçekleşmiş olduğundan, mahkemece yargılamaya devam edilmesi gerekirken, kovuşturma şartı gerçekleşmediği gerekçesi ile düşme kararı verilmesi yasaya aykırı olduğundan, sanık lehine olarak verilmiş olan bu karardan dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek, kanun yararına bozma talebi bu yönü ile kabul edilmiştir.
    D) Karar :
    Açıklanan nedenlere göre; sanık hakkındaki kamu davanın düşmesine dair Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/04/2016 tarihli ve 2015/1399 esas, 2016/719 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası ile 4.f ıkrasının (c) bendi uyarınca, aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 15.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi