Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2010/20-241
Karar No: 2010/354
Karar Tarihi: 30.06.2010

Kadastro Tutanaklarının Kesinleşmesi ve Hak Düşürücü Süre - Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/20-241 Esas 2010/354 Karar Sayılı İlamı

 

 

Hukuk Genel Kurulu 2010/20-241 E., 2010/354 K.

Hukuk Genel Kurulu 2010/20-241 E., 2010/354 K.

  • KADASTRO TUTANAKLARININ KESİNLEŞMESİ VE HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

 

  • 6831 S. ORMAN KANUNU [ Madde 2 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 45 ]

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 06.11.2006 gün ve 2004/273 E.-2006/439 K. sayılı kararın incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 16.04.2008 gün ve 2008/3253 E.-5979 K.sayılı ilamı ile;

"…

…Davalılar N...G...,M...O...,M...K...,H...K...,H...A...,F... Z...A...,Y...K...,S...B...,H...Ç... ve Ş...O... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Özel Dairece; "…

…Kadastro sırasında Kocadere Köyü 371 parsel sayılı, 9.160 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Ocak 1955 tarih 5 ve Eylül 1959 tarih 15 sıra nolu tapu kayıtları uygulanarak tarla niteliği ile İ... H...B... ve M... N...adlarına tespit ve tescil edilmiştir.

372 parsel sayılı, 9.160 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Aralık 1957 tarih 38 sıra nolu tapu kaydı uygulanarak tarla niteliği ile M...G... adına tespit ve tescil edilmiştir. Daha sonra 371 ve 372 parsellerin birleştirilmesi üzerine 1127 parsel oluşmuştur. İmar uygulaması üzerine de 1127 parsel; 804 ada 1, 805 ada 1 ve dava dışı parsellere ifraz edilmiştir. 804 ada 1 parsel sayılı 1.993,81 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, arsa niteliği ile davalılardan H...Ç...ve ortakları adlarına, 805 ada 1 parsel sayıl 1.422,09 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, arsa niteliği ile davalılardan H... A...ve ortakları adlarına tapuda kayıtlıdır. Davacı Bakanlıklar vekili, çekişmeli 804 ada 1 ve 805 ada 1 parsel sayılı taşınmazların öncesinin orman olduğu, 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldıkları, tapu kayıtlarının iptal edilerek Hazine adına tapuya tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, 804 ada 1 parsele yönelik açılan davanın kabulüne yönelik kararın davalılardan N...K...,H...A... ve Z... A..."üntemyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince "çekişmeli taşınmazın tapu maliklerinden Z... E... ve O... E..."nundavaya katılımlarının sağlanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece 805 ada 1 parsele ilişkin davanın kabulüne yönelik verilen kararın tüm davalılar tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

Hükmüne uyulan Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 05.07.2000 gün 2000/8377-9286 sayılı bozma kararında özetle "Çekişmeli taşınmazın geldisini oluşturan 371 ve 372 parsellerin tespitlerine esas alınan tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile birlikte ve yörede yapıldığı anlaşılan makiye ayırmaya ilişkin tüm belgelerin getirtilerek, yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler ve konunun uzmanı olan harita ve fen memuru sıfatını taşıyan uzman bilirkişiler kurulu aracılığıyla keşif ve uygulama yapılması, uygulamada taraflara tanık dinletme olanağı tanınması, yöntemince tapu kayıtlarının uygulanması, makiye ayrılmış taşınmazlarda yapılan orman rejimi dışına çıkarma işlemine değer verilemeyeceği ve 1993/5-1996/1 Sayılı İBK" daki özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceği cümlesinden eski tarihli tapu kayıtlarına değer verilmeyeceği sonucunun çıkarılamayacağı gözetilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi " gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak 804 ada 1 ve 805 ada 1 parsellere ilişkin dava dosyaları temyize konu dosyada birleştirilmiştir. Davacı Bakanlıklar vekili; 804 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu maliklerinden Z... E...ve Orhan Eroğlu"na ilişkin payları dava etmedikleri, bu kişilerin dışındaki tapu maliklerine ait payların tapu kayıtlarının iptal edilerek Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi yönünde ıslah dilekçesi vermiştir. Mahkemece; 804 ada 1 parselin tapu maliklerinden Z... E...ve O...E...aleyhine açılan davadan vazgeçildiği gerekçesi ile bu paydaşlar aleyhine açılan davanın reddine, çekişmeli taşınmazların 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan orman tahdidinin içinde oldukları, 1950 yılında makiye ayrıldıkları ancak makiye ayırma işleminin 1963 yılında iptal edildiği, taşınmazların tevzi yoluyla dağıtılmadığı, PXXIII poligon numarası ile 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarıldığı, davalıların 1993/5- 1996/1 Sayılı İBK"na göre özel yasa uyarınca oluşan tapu kayıtlarının bulunmadığı gerekçesi ile 805 ada 1 parselin tamamının, 804 ada 1 parseldeki Z... E...ve O...E...dışındaki payların iptali ile Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davalılardan N...K..., M... G...,B...O...,M...K...,H...K...,H...A... ve F... Z...,Y... K..., S... P...,H... Ç..., E...Ç...ve Ş... O...tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp 23.06.1949 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1963 yılında genel arazi kadastrosu, 21.12.1982 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 16.06.1989 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.

Çekişmeli taşınmazlar öncesinin 371 ve 372 sayılı kadastro parsellerinin birleştirilmesiyle meydana gelen 1127 sayılı parselin ifrazından oluşturulmuştur. Orman Bakanlığı tarafından 804 ada 1 sayılı parselin müşterek maliklerinden Z... E...ve O...E...aleyhine Yalova Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/287 ve 333 sayılı dosyalarında aynı nedenle açtığı davaların reddine karar verilmiş ve Orman Bakanlığının temyizi Yargıtay"ca ret edilip onanarak kesinleşmiştir. Davacı Bakanlıklar vekili de kesin hüküm sebebiyle Z... E... ve O... E..."nun paylarına ilişkin davadan vazgeçmişlerdir. Bu durumda; Z... E...ve O...E...aleyhine açılıp redle sonuçlanan Yalova Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/287 ve 333 esas sayılı dosyaları temyize konu dosya yönünden güçlü delil oluşturur. Bundan ayrı; 1744 Sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca; taşınmazların 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan tahdidin içinde kalması, 1744 Sayılı Yasayla değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile orman sınırları dışına çıkarılması ve tapu kaydının çekişmeli yerleri miktarı ve sınırları itibariyle kapsaması, tapu kaydının orman kadastrosunun yapıldığı tarihten daha önceki tarihli olması ve ilk tahdidin itirazsız kesinleşmesi halinde orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin mülkiyeti tapu sahiplerine dönmektedir. Somut uyuşmazlıkta incelenen dosya kapsamından çekişmeli taşınmazların 3116 Sayılı Yasa hükümlerine yapılıp 23.06.1949 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman tahdidinde Çakal Ormanı sınırları içinde kaldıkları, 1950 yılında makiye ayrıldıkları, ancak toprak tevzi komisyonunca dağıtılmadıkları, 1963 yılında toprak tevzi yoluyla dağıtılan yerler dışındaki makiye ayırma işlemlerinin iptal edildiği, daha sonra 21.12.1980 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarıldıkları, 371 ve 372 sayılı kök parsellere ilişkin itiraz bulunmadığından 2. madde işleminin çekişmeli taşınmazlar yönünden kesinleştiği ve çekişmeli parsellere revizyon gören davalı kişilerin dayandığı tapu kayıtlarının taşınmazların orman kadastro sınırı içine alındığı tarihten daha eski tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davacı bakanlıklar vekili tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir..."

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava ve birleşen dava, 6831 Sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir.

Davacılar Maliye Bakanlığı ve Orman Bakanlığı vekili, asıl ve birleşen dava dilekçelerinde; çekişmeli 804 ada 1 ve 805 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, oysa taşınmazların öncesinin orman olup, 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığını belirterek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

Davalılar asıl dava ve birleşen davaya verdikleri cevap dilekçelerinde özetle; taşınmazların evveliyatının kişiler adına tarla vasfıyla 18.12.1957 tarih 38 no da kayıtlı olduğunu, 1963 yılında kadastro muamelesinin yapıldığını, anılan kadastro işlemine 30 günlük süre içerisinde itiraz olmadığından dolayı 05.02.1964 tarihinde kesinleştiğini, taşınmazların ormanla da ilgisinin olmadığını, tapuya güvenilerek ve resmi memur huzurunda yapılan satış ve tescil işleminin iptalinin söz konusu olamayacağını belirterek, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini cevaben bildirmişlerdir.

Mahkemece, çekişmeli taşınmazların 3116 sayılı Yasaya göre yapılan orman tahdidinin içinde oldukları, 1950 yılında makiye ayrıldıkları, ancak makiye ayırma işleminin 1963 yılında iptal edildiği, taşınmazların tevzi yoluyla dağıtılmadığı, PXXIII poligon numarası ile 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarıldığı, davalıların 1993/5-1996/1 Sayılı İBK"na göre özel yasa uyarınca oluşan tapu kayıtlarının bulunmadığı gerekçesi ile 805 ada 1 parselin tamamının, 804 ada 1 parseldeki Z... E...ve O...E...dışındaki payların iptali ile Hazine adına tapuya tescillerine, Z... E...ve O...E...aleyhine açılan davadan vazgeçildiği gerekçesi ile bu paydaşlar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, bir kısım davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.

Özel Daire"ce, yukarıda yazılı gerekçeyle hüküm bozulmuştur.

Yerel Mahkemece, önceki gerekçelerle ve ayrıca her ne kadar Yargıtay bozma ilamında belirtilen ve kesinleşen ilamların bu dosya yönünden güçlü delil oluşturduğu belirtilmiş ise de, eldeki dosyanın davacılarının aynı kök parsellerin tevhidi ve ifrazı sonucu oluşan Kocadere köyü, 806 ada, 1 parsel nolu taşınmaz malikleri olan N... O...ve 2 arkadaşı hakkında ve 803 ada, 1 parsel malikleri Sebahat Kütükçü ve 17 arkadaşı hakkında ve 899 ve 902 nolu parsel malikleri hakkında 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesine dayalı açmış oldukları tapu iptal tescil davalarının kabulle neticelenip, kararların Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiği, bu nedenle daha önce açılan ve bozma ilamında dayanılan tapu iptal ve tescil davalarının red ile sonuçlanmasının Orman Yasaları, Yargıtay İçtihatları, Anayasa Mahkemesi kararı karşısında hüküm ifade etmeyeceği gibi su-i emsalin emsal olamayacağı, kesinleşen orman sınırları içinde kalan eski tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdiğinden, o yer makiye ayrılmış olsa dahi eski tapu kayıtlarına değer verilemeyeceği, 3402 Sayılı Kanunun 45.maddesinin yürürlükten kaldırıldığı, 2/B madde uygulaması sonucu nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazlar ile ilgili Hazinenin, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiası ile açacağı tapu iptal tescil davalarının 3402 Sayılı Kanunun 12/3 maddesindeki hak düşürücü süreye de tabi olmadığı gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir.

Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; davacı Orman Bakanlığı tarafından, davalılar Z... E...ve O...E...hisseleri aleyhine eldeki davadan önce aynı nedenle Yalova Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.1997 gün ve 1997/287 E-1028 K. sayılı, ve 24.06.1998 gün ve 1997/333 E.-1998/998 K. sayılı dosyalarında açılan davalarda, aynı (804 ada 1) parsel yönünden mahkemece, davanın reddine karar verilip, bu kararların Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek kesinleşmiş olması; yine Orman Bakanlığı tarafından, dava dışı tapu malikleri aleyhine eldeki davadan önce aynı nedenle Yalova Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.11.2000 gün, 1999/979 E.-2000/1232 K. sayılı ve 03.05.2000 gün, 1999/975 E-2000/434 K. sayılı dosyalarında açılan davalarda, komşu 803 ada 1 ve 802 ada 1 parseller yönünden, mahkemece davaların kabulüne karar verilip, bu kararların Yargıtay 1. ve 20.Hukuk Dairelerince onanarak kesinleşmiş olması karşısında; bu kararlardan hangisinin eldeki dava dosyası açısından güçlü delil

oluşturacağı ve burada varılacak sonuca göre dava konusu taşınmazların kişiler adına olan tapusunun iptal edilip, Hazine adına tesciline karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında işin esasına girişilmeden evvel, bozma ilamının verildiği tarihten sonra ve direnme kararının verildiği tarihten önce 14.03.2009 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanunun 2.maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3 maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişikliğin; dava konusu taşınmazların arazi kadastrosunun 1964 yılında kesinleşmesi, asıl davanın 06.02.1998 tarihinde, birleşen davanın ise 10.08.1999 tarihinde açılmış olması karşısında, somut olay yönünden uygulanma olanağının bulunup bulunmadığı hususu ön sorun olarak incelenmiştir.

10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmünde, kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı belirtilmiş; Hazinece açılan ve devletin hüküm ve tasarrufundaki yer iddiasını içeren davalarda ise maddede yer alan 10 yıllık hak düşürücü sürenin dikkate alınamayacağı kararlık kazanmış yargısal uygulama ile benimsenmiştir.

Ne var ki, direnme karar tarihinden önce 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasına; "Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil, tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır." hükmü eklenmiş; bu yeni düzenleme ile 10 yıllık hak düşürücü süre yönünden, özel şahıslar ile devlet arasındaki eşitsizlik giderilmiş; devlet veya kamu tüzel kişileri tarafından açılan davalarda da bu hak düşürücü sürenin uygulanacağı kabul edilmiştir. Yine, aynı Kanunun 3.maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa Geçici Madde 10 eklenerek, bu maddede de; "Bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.

Hemen belirtmelidir ki, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi hükmünde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü süre, olumsuz dava koşulu ve niteliği itibariyle kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle, bir davada hak düşürücü sürenin bulunup bulunmadığının davaya bakan hakim tarafından, tarafların istemi olmasa bile resen göz önünde bulundurulması zorunludur. Hak düşürücü sürenin gerçekleşmesi, işin esasının incelenmesini önleyeceğinden tüm defi ve itirazlardan önce nazara alınır. Davacı, davasında haklı bile olsa, hak düşürücü süre davanın özünü ortadan kaldırmış olduğundan o davanın esasına girilemez ve dava dinlenemez.

Somut olayda, dava ve temyize konu taşınmazların kadastro tespitlerinin 06.02.1964 ve 07.02.1964 tarihlerinde kesinleştiği dava dosyasına yansıyan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Asıl ve birleşen davalar ise 06.02.1998 ve 10.08.1999 tarihlerinde açılmıştır.

Hal böyle olunca, 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, 5841 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile yapılan değişiklik ve bu değişikliğin eldeki davalara da uygulanacağını öngören 3.madde ile getirilen düzenleme, 14.03.2009 tarihinde, direnme karar tarihinden önce yürürlüğe girdiği halde, davacılar Maliye Bakanlığı ve Orman Bakanlığı (Devlet) yönünden de 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmasını gerektiren anılan değişikliğin değerlendirilmediği oyçokluğu ile benimsenmiş ve ön sorunun varlığı bu şekilde kabul edilerek mahkemece hak düşürücü süre yönünden değerlendirme yapılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği, kararlaştırılmıştır.

Bu bozma nedenine göre işin esasının incelenmesine geçilmemiştir.

Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgulara göre, açık yasa hükmü göz ardı edilerek önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; direnme kararı bu değişik nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda belirtilen değişik gerekçe ve nedenlerle HUMK."un 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 30.06.2010 gününde, oybirliği ile karar verildi.
 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi