11. Hukuk Dairesi 2016/3130 E. , 2017/3770 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/09/2015 tarih ve 2014/1390-2015/823 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13.06.2017 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin babası ..."in 24/12/2008 tarihinde vefat ettiğini, mirasçı olarak ilk evliliğinden kızı davacı ... ile eşi davalı ..."in kaldığını, murisin ölümünden bir gün sonra 25/12/2008 tarihinde davalı ..."in murisin davalı bankada iki adet vadeli hesabında bulunan 36.571,20 TL ve 95.057,28 TL olmak üzere toplam 131.574,78 TL"yi davacıdan habersiz olarak çektiğini, bu durumdan haber olmayan müvekkiline davalı ..."in miras paylaşım sözleşmesi imzalamayı teklif ettiğini, 20/04/2009 tarihinde miras paylaşım sözleşmesi imzalandığını, davalı ..."in bankadan çektiği 131.574,78 TL"den hiç bahsetmediğini, müvekkiline sadece 3.767,00 TL alacağı olduğu ve ödeneceğinin söylendiğini, müvekkilinin aldatıldığını, davalı bankanın da paranın usulsüz şekilde davalı ..."e ödenmesi sebebiyle müvekkilinin uğradığı zarardan müştereken müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin miras payına karşılık gelen 98.680,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu müşterek hesaptaki paranın müvekkilince çekildiğini davacının bildiğini ve miras paylaşım sözleşmesinin de buna göre imzalandığını, paranın tamamı üzerinde müvekkilinin tasarruf yetkisi bulunduğunu, davacının sözleşme imzalanırken bankadaki paradan haberdar olmadığı beyanının kötüniyetli olduğunu, sözleşmenin 10. ve 11. maddeleri nazara alındığında müvekkilinin müşterek hesaptan çektiği parada davacının hak talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı banka vekili, tarafların murisi ... ile davalı ..."in 13/08/2008 tarihinde müşterek hesap açtıklarını, davalı ..."in davaya konu parayı sözleşme uyarınca çektiğini, bankacılık sözleşmesinin 26. maddesinde müşterek hesapların düzenlendiğini, tarafların 20.04.2009 tarihinde miras taksim sözleşmesi imzalaması nedeniyle davacının alacak talebinde bulunmayacağını savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, miras paylaşım sözleşmesini diğer mirasçının açıklaması gereken bilgileri kendisinden saklaması neticesinde akdetmiş olan bir mirasçının BK. hükümleri uyarınca hem iptal beyanı ile bu sözleşmeyi baştan itibaren kesin hükümsüz kılabileceği, hem de bu bilginin saklanmış olması nedeni ile bir zarara uğramış ise bu zararın tazminini isteyebileceği, somut uyuşmazlıkta davacının dava dilekçesinde sadece aldatılmaktan bahsettiği, anlaşmayı hile sebebiyle iptale yönelik bir beyanı bulunmadığı, davacı iptal beyanında bulunmadığından anlaşmadaki paylaşma şeklini kabul etmiş sayılacağı, paylaşmayı bu şekilde kabul etmesi, davacının hileden kaynaklanan zararını ayrıca talep etmesine engel teşkil etmeyeceği, zararı ispat yükü davacıda olduğundan davacı böyle bir zararı ancak mirastan hile ile yapılan sözleşme uyarınca aldığı mal varlığının toplam değerinin saptanması ve bu değerin alması gereken payın değerinden daha az olduğu tespiti yoluyla ispatlayabileceği, dava konusu paranın davalı sağ kalan eş ... tarafından murisin ölümünü takiben tek başına çekildiği, banka hesaplarının muris ile davalı eşin ortak hesapları olduğunu ispatlayamayan ve buna rağmen dava konusu edilen paranın davalı eş tarafından tek başına çekilmesine imkan veren davalı bankanın davacının zararından davacı eş ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının miras payına tekabül eden 98.680,00 TL"nin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, davacı ile davalı ..."in ortak murislerinin davalı bankada bulunan hesaplarındaki paranın davalı ... tarafından çekildiği iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı vekili, davalı ..."in muris ..."e ait toplam 131.574,78 TL"yi davacı müvekkilinden habersiz, bankadan gizlice çektikten sonra bu durumdan haberi olmayan müvekkiline miras paylaşım sözleşmesi imzalamayı teklif etmesi üzerine 20.04.2009 tarihli miras paylaşım sözleşmesinin imzalandığını iddia etmiş, davalı ... vekili ise davacının murisin dava konusu müşterek hesaplarından, tüm menkul ve gayrımenkullerinden haberdar olarak müvekkilinin oturduğu mesken dışındaki tüm gayrımenkuller de davacıya bırakılarak miras paylaşım sözleşmesini imzaladığını ve sözleşmede kararlaştırılan 3.767,00 TL"nin de davacıya ödendiğini savunmuştur.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de davacı ile davalı ..."i temsilen avukatlarınca imzalanan 20.04.2009 tarihli miras paylaşım sözleşmesi incelendiğinde “....tarafların murisleri ..."ten kalan meskenin davalı ..."e adres ve tapu bilgileri yazılı olan diğer tüm dükkan ve dairelerin davacı ... "a ait olacağı, anılan paylaşımların yapılabilmesi için gerekli tüm tapu vs. masraf, harç ve vergilerin davacı ... tarafından karşılanacağı, sözleşmenin imza gününe kadar doğmuş olan murisin tüm kira alacaklarının taraflar arasında yasal miras hisseleri oranında paylaştırılacağı, sözleşmenin 10. maddesinde ..."in, murisin kiracılarından aldığı ve müşterek hesaptan çektiği para nedeni ile ... "a 3.767,00 TL ödeyeceği, 11. maddesinde ise sözleşmeye konu tereke ile ilgili olarak yukarıdaki maddelerde yazılanlar dışında tarafların birbirinden başkaca hiçbir hak ve alacakları olmayacağının....” kararlaştırıldığı görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan miras taksim sözleşmesinde müşterek hesaptan bahsedilmiş olup murisin dava konusu hesaplardan başka müşterek hesapları olduğu dosya kapsamından anlaşılamadığı gibi, davacı taraf da ayrı bir müşterek hesap bildirmemiştir. Bu durumda 20.04.2009 tarihli miras paylaşım sözleşmesinde müşterek hesaptan bahsedildiğine ve tarafların tereke nedeniyle sözleşmede yazılanlar dışında birbirinden başkaca hiçbir hak iddia etmeyeceklerini kararlaştırdıklarına göre davacının dava konusu miras paylaşım sözleşmesi imzalanırken banka hesaplarından haberdar edildiğinin kabulü gerekir. Buna bağlı olarak da davacı dava konusu miras paylaşım sözleşmesi hükümleri uyarınca davalı ..."i ibra ettiğinden zararı oluşmadığı için davalı bankadan da talepte bulunması mümkün değildir.
Bu itibarla mahkemece, anılan hususlar nazara alınmadan yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ile davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 15/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.