23. Hukuk Dairesi 2014/7922 E. , 2015/6866 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2013
NUMARASI : 2011/33-2013/390
Taraflar arasındaki alacak ve itirazın iptali davalarının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı kooperatif vekili, müvekkil kooperatif üyesi olan davalının aidat borçlarını ödememesi sebebiyle kendisine ihtarname keşide edildiğini, ödediği aidat miktarının mahsubu sonrası bakiye aidat borcu yönenden davalı hakkında Sincan 1. İcra Müdürlüğü"nün 2003/1604 sayılı dosyanında icra takibine geçildiğini ve borca itiraz ettiğini ileri sürerek, vermiş olduğu ıslah dilekçesi ile 6.234,050 TL bakiye aidat borcunun takip tarihinden itibaren işleyecek aylık %15 gecikme faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Sincan Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2006/112 E. sayılı davada davacı vekili, müvekkili ile davalı kooperatif arasında aktedilen 25.02.1999 tarihli sözleşmesi ve 20.04.2000 tarihli ek sözleşme uyarınca kooperatife ait B-C-D-E ve F bloklarındaki elektirik tesisat işlerinin müvekkilince yapılmasına karşılık müvekkilinin davalı kooperatife üye yapılacağını, işçilik ve malzeme masraflarına karşılık olarak üye aidatlarının ödenmiş sayılacağını, müvekkilinin tapu ve şerefiye masrafları dışında herhangi bir ödemede bulunmayacağını, müvekkilinin edimini yerine getirmesine rağmen akde aykırı olarak davalı kooperatifin aidat borcu çıkardığını, müvekkil hakkında icra takibinde bulunduğunu, ileri sürerek, müvekkilinin elektirik taşeronluğundan doğan 5.100,00 TL alacağının taahhuk tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Sincan 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2006/589 E. sayılı davada davacı vekili, kooperatif üyesi olan müvekkilinin Sincan 3. Noterliği"nin 05.07.2005 tarihli ihtarnamesi ile üyelikten ayrıldığını, 21.07.2005 tarihli yönetim kurulu kararı ile istifanın kabul edilerek 13.03.2005 tarihli Genel Kurul"un 8. maddesi uyarınca aidat alacağının 2006 yılı Ocak ayından itibaren diğer üyeler gibi müvekkiline ödeneceğinin bildirildiğini, ödenmemesi üzerine davalı kooperatif hakkında Sincan 1. İcra Müdürlüğü"nün 2006/2266 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı kooperatifin haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, uyulan Yargıtay bozma ilamları ile tüm dosya kapsamına göre; davalının geçerli şekilde diğer ortaklardan farklı bir statüde peşin ödemeli ortak olarak kabul edildiğinin sabit olduğu, yargılamanın devamı sırasında ortaklıktan istifa ettiği, peşin ödemeli ortak olan davalının kooperatif genel yönetim ve alt yapı giderlerin katılmak zorunda olduğu gerekçesiyle hükme esas alınan 17.12.2013 tarihli ek rapor ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen Sincan Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2006/112 Esas sayılı davanın da davacı ifa ettiği elktirik işine ilişkin olarak alacak talebinde bulunmuş ise de, davacının alınan yemin beyanında A-E-F Bloklarına ilişkin olarak alacağının tamamını davalı kooperatiften tahsil ettiği, B-C-D Bloklara ilişkin olarak da elektirik tesisat işi karşılığı davalı kooperatife üye olduğundan ve hesaplaşmanında kooperatif kararlarına göre yapılması gerektiğinden alacak talebinin yerinde olmadığı, birleşen Sincan 2. Sulh Hukuku Mahkemesi"nin 2006/589 E. sayılı davanında çıkma payı alacağının tahsili çin itirazın iptali davası açılmış ise de, sincan 1. İcra Müdürlüğü"nün 2006/2266 sayılı dosyasının takip tarihinin 22.05.2006 olduğu, davacının istifasının ise 21.07.2005 tarihinde kesinleştiği, bu durumda 31.12.2005 tarihli bilanço 04.06.2006 tarihli genel kurulda görüşülerek kabul edildiğinden alacağın genel kurul tarihinden itibaren 1 ay içinde ödenmesi gerekmekte olup bu itibarla alacağın 05.07.2006 tarihinde muaccel olduğu, icra takip tarihinin ise 22.05.2006 olması sebebiyle çıkma payı alacağı muaccel olmadan icra takibine geçildiği gerekçesiyle, birleşen davaların da redlerine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanun"un 19 uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 1.820,00 TL’dir.
Temyize konu kararda kabul edilen kısım 508.68,00 TL olup, mahkemece, asıl davada kısmen kabulüne dair verilen karar, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, asıl davada davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Asıl ve birleşen dava yönünden davacı-birleşen davada davalı ile birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı vekilinin temyiz isteminin kesinlik sınırı nedeniyle reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulanan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden taraf vekillerinden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.