Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/26706
Karar No: 2020/97
Karar Tarihi: 13.01.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/26706 Esas 2020/97 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/26706 E.  ,  2020/97 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMES:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ: ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillericne istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 20/01/2001 tarihinden 12/07/2012 davalı şirket tarafından iş akdine son verildiği tarihe kadar çalıştığını belirterek ödenmediğini iddia ettiği fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Taraflar arasında davacının hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücret alacaklarının hesaplanması konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
    İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.Aynı ilkeler hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücret alacakları yönünden de geçerlidir. Somut olayda, davacı davalı şirkete ait benzin istasyonunda pompacı olarak çalışmış olup dava dilekçesinde tüm hafta tatilleri ile ulusal bayram genel tatil günlerinde ve günde 12 saat çalıştığını iddia etmiş, davalı yanca dosya içerisine davacının çalışma gün ve saatlerini içeren imzalı puantaj kayıtları sunulmuş olup davacı taraf bu puantaj kayıtlarının gerçeği yansıtmadığını, daha sonradan toplu olarak imzalatılan belgeler olduğunu beyan etmiş ayrıca dosya içerisine davalı tarafça benzin istasyonundan yakıt alan araçları, yakıt türünü, miktarını ve hangi pompacı tarafından hangi gün ve saatte işlem yapıldığını gösterir satış kart kayıtları ( otomasyon kayıtları) dosyaya ibraz edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda satış kart kayıtları incelendiğinde puantaj kayıtlarının çalışma saat aralıkları olarak gerçeği yansıtmadığı tespit edilmiş olup varılan bu tespit dosya içeriğine göre isabetli olmuş ise de aynı gerekçeyle hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücret alacakları yönünden de satış kart kayıtlarına göre çalışılan dönemler varsa tespit edilerek hesaplama yapılması gerekirken sadece puantaj kayıtlarının dikkate alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3- Davacının yıllık izin ücretinin hesaplanması noktası taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    4857 sayılı İş Kanununun 59.maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.Somut olayda, davacı 2012 yılında kullandığı 24 gün izin dışında tüm çalışması boyunca hiç yıllık ücretli izin kullanmadığını iddia etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dosyaya ibraz edilen bordro, puantaj ve izin belgelerine göre 10.06.2009 – 24.06.2009 tarihleri arası 14 gün, 2010 Aralık ayında 15-31 tarihleri arası 14 gün, 28.05.2012 – 31.05.2012 tarihleri arası 4 gün ve 01.06.2012 – 19.06.2012 tarihleri arasında 16 gün olmak üzere toplam 48 gün yıllık izin kullandığı kabul edilerek kıdemine göre hak ettiği 186 günden mahsubu ile bakiye 138 gün için yıllık izin ücreti hesabı yapılmıştır. Ancak dosya içerisinde yer alan belgelere bakıldığında bilirkişice bu kayıtların yeteri kadar incelenmediği görülmüştür. Örneğin; dosya içerisinde 24.04.2008 -08.05.2008 tarihlerine ait davacı yanca imzalı yıllık izin talep yazısı bulunduğu ve imzalı 2008 Nisan ve Mayıs Bordrolarında 7’şer gün yıllık izin tahakuku bulunduğu, Nisan puantaj kaydının 25.04.2008 tarihinde, Mayıs ayında ise puantaj kaydının 09.05.2008 tarihinde başladığı görüldüğünden 2008 yılında davacının belirtilen tarihlerde yıllık izin kullandığı anlaşılmıştır. Buna karşılık her ne kadar bilirkişice davacının 15.12.2010-31.12.2010 tarihleri arasında yıllık izin kullandığı kabul edilmiş ise de satış kayıtlarında bu dönemde davacının çalışmasının olduğu görüldüğünden ve ilgili puantaj kaydında da davacının çalışması gözüktüğünden bu dönemde ise davacının yıllık izin kullanmadığı anlaşılmaktadır. Bu açıklanan nedenlerle puantaj kayıtları, bordrolar, yıllık izin belgeleri ve satış kayıtları herp birlikte ve detaylıca incelenerek davacının yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı yeniden değerlendirilerek tespit edilmelidir.
    4- Taraflar arasında fazla çalışma hesaplanırken düşülen ara dinlenme süresine ilişkin uyuşmazlık bulunmaktadır.Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının günde 12 saat çalışarak 1,5 saat ara dinlenme ile 18 saat fazla mesai yaptığı tespit edilmiştir. Ne var ki; davacı tanıkları yanında davalı tanıkları dahi beyanlarında iş yerinde 1 saat ara dinlenme olduğunu beyan ettiğinden hesaplama yapılırken ara dinlenme sürelerinin hatalı düşüldüğü anlaşılmıştır. Buna göre mahkemece tanık beyanları gözetilmeden 1,5 saat ara dinlenme düşülmesi de hatalı olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 13.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi