Esas No: 2021/7918
Karar No: 2021/9745
Karar Tarihi: 25.10.2021
niteliği gereği tehlike suçu olup ayrıca sanıkların zarar giderip gidermediği tespiti de yapılmamıştır - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/7918 Esas 2021/9745 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
I- TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.04.2021 tarih ve 2021/42189 sayılı yazısı ile Devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama suçundan sanıklar ... ve ..."nun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 301/2. maddesi delaletiyle 301/1 ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanık ..."ın anılan Kanunun 301/2. maddesi delaletiyle 301/1, 62 ve 52/1-2 maddeleri 3.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair...6. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/09/2020 tarihli ve 2019/50 esas, 2020/368 sayılı kararı üzerine, 5271 sayılı Kanun"un geçici 5. maddesinin d bendinde yer alan "kovuşturma usulüne geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan basit yargılama usulü yönünden Anayasa"ya aykırı olduğundan bahisle iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı kararı üzerine oluşan yeni duruma göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii...3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/11/2020 tarihli ve 2020/511 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Kanun"un 251. maddesinde, "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir" şeklindeki,
Geçici 5. maddesinde yer alan, "(1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla; ...c) 250 nci maddede düzenlenen seri muhakeme usulü ile 251 ve 252 nci maddelerde düzenlenen basit yargılama usulüne ilişkin hükümler, 1/1/2020 tarihinden itibaren uygulanır. d) 1/1/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" şeklindeki düzenlemeler ile,
Anayasa Mahkemesinin 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı kararı ile geçici 5. maddenin d bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş,…” ibaresinin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 251. maddesinde, "(7) Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hâlleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz" şeklinde hususlar birlikte değerlendirildiğinde,
Somut dosya kapsamında, sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen suçun Devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama olduğu, ilgili suçtan soruşturma yapılmasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 301/4. maddesi kapsamında izne tabi olduğu, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 25/03/2019 tarihli yazısında sanıklar hakkında anılan madde uyarınca soruşturma izni verildiği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 251. maddesi kapsamında soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlarda basit yargılama usulünün uygulanamayacağı gözetilmeksizin, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 17/03/2021 gün ve 94660652-105-43-80-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden gönderilen ve Yargıtay 16 Ceza Dairesinin 2021/2021 esasına kaydolunan ihbar ile mevcut evrak, 23.06.2021 tarih ve 31520 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.07.2021 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararının II/1-a maddesi gereğince Yargıtay 16. Ceza Dairesi numarasının 3. Ceza Dairesi olarak değiştirilmesine müteakip Dairemizce devralınmıştır.
II- OLAY;
Sosyal medya platformlarında umuma açık yapılan paylaşımlara yönelik yürütülen sanal devriye faaliyeti esnasında 11.09.2019 tarihinde, Facebook adlı sosyal medya paylaşım sitesinde,...Apart Günlük rumuzlu kullanıcının "Polisler göt olmuş" şeklinde paylaşım yaptığı, bu paylaşıma ... rumuzlu kullanıcının "Abim yeni öreniyon alayı göt", ... adlı kullanıcının "Bu memleketin şu an görev yapan polisleri harbi ibne",... adlı kullanıcının ise "Çoğu göt" şeklinde yorum yaptıklarının tespiti üzerine yapılan araştırmada, kimlik ve adres bilgileri belirlenen...Apart Günlük adlı hesabın kullanıcısının hakkında adli kontrol kararı bulunan sanık ..., ... rumuzlu kullanıcının sanık ..., ... (Demirci oglu) adlı kullanıcının...,... (... Oto Ses Sistemleri) adlı hesabın kullanıcısının ise ... olabileceğine dair tanzim edilen tahkikat evraklarına istinaden sanıklar hakkında,...Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/963 soruşturma sayılı evrakına kayden, TCK"nın 301 maddesi kapsamında soruşturma başlatılmıştır.
... Cumhuriyet Başsavcılığının 24.01.2019 tarih, 2019/963 soruşturma sayılı fezlekesi ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünden, sanıklar ... ...,... ve ... hakkında 11.01.2019 suç tarihinde, yukarıda belirtilen paylaşımları nedeni ile TCK"nın 301/2 maddesi gereğince Türk Milletine Türkiye Cumhuriyetini Devletin Kurum ve Organlarını aşağılama suçundan soruşturma izni verilmesi istenilmiştir.
Adalet Bakanlığının 25.03.2019 tarihli Bakan adına Bakan yardımcısının oluru ile TCK"nın 301. maddesinin tanımında suç adında belirtilen hususların düzenlenmediği, bahse konu ifadelerin "Devletin Emniyet Teşkilatını alenen aşağılama" eylemi kapsamında değerlendirilebileceğinden, TCK"nın 301/4 maddesi uyarında "Devletin Emniyet Teşkilatını alenen aşağılama" suçundan soruşturma izni verilmiştir.
Soruşturma sürecinde müdafii talep etmedikleri görülen sanıklardan, ..."ın 05.08.2019,..."nun 06.08.2019, ..."ün ise 08.08.2019 tarihlerinde şüpheli sıfatı ile kollukta ifadeleri alınmıştır. Sanık ..."ın ise Akhisar T Tipi Kapalı Cezaevi İnfaz Kurumunda tutuklu olması nedeni ile ifadesi alınmamıştır.
... Cumhuriyet Başsavcılığının 05.09.2019 tarihli, 2019/963 soruşturma ve 2019/2377 iddianame nolu iddianamesi ile sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında, Devletin Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama suçundan, TCK"nın 301/2 ve 53, ... ve ... hakkında ayrıca TCK"nın 58 maddelerinden cezalandırılmaları istenilmiş ise de İçişleri Bakanlığının suçtan zarar gören olarak gösterilmemesi nedeni ile tanzim olunan iddianamenin...6. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.09.2019 tarih, 2019/47 iddianame değerlendirme numaralı kararı ile iadesine karar verilmiştir. İade kararı üzerine soruşturma evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/9065 soruşturma sayısına kaydedilmiştir.
...Cumhuriyet Başsavcılığının 10.09.2019 tarihli, 2019/9065 soruşturma ve 2019/2409 numaralı, suçtan zarar görenin İç İşleri Bakanlığı olduğunun belirtildiği görülen iddianamesi ile sanıklar ..., ..., ... ve ..."ın eylemlerine uyan Devletin Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama suçundan, ... ve ... için ayrıca TCK"nın 58 maddesinin de uygulanması istemi ile TCK"nın 301/2 ve 53 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istenilmiştir.
... 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.09.2019 tarih, 2019/70 dosya nolu kararı ile iddianamenin kabulüne karar verilmiş, mahkemenin 2019/50 esasına kayden sanıklar hakkında kovuşturmaya başlanılmıştır.
Bu kapsamda kovuşturma sürecine yönelik olarak;
03.10.2019 tarihli duruşmada sanıklardan ... ve ..."ın ve suçtan zarar gören Bakanlığına izafeten Emniyet Genel Müdürlüğü vekilinin hazır bulunduğu, duruşmadan vareste tutulmak istediklerini belirten sanıklar ... ve ..."ın müdafii istemediklerini de beyanla savunmalarını yaptıkları, suçtan zarar gören kurumun katılan, vekilinin ise katılan vekili olarak davaya ve duruşmalara kabulüne karar verildiği, 19.12.2019 tarihinde yapılan duruşmada sanık ..."nun, 20.12.2019 tarihli duruşmada ise SEGBİS sistemi aracılığı ile katılan sanık ......"ın duruşmadan vareste tutulmak istediklerini, müdafii istemediklerini beyanla savunmalarını yaptıkları, ayrıca sanıkların hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına rızalarının bulunduğuna dair beyanda bulundukları, 13.04.2020 tarihli tutanakla HSK"nın 30.03.2020 tarihli yazısına istinaden duruşmanın ertelenerek 01.09.2020 tarihine bırakıldığı ayrıca sanık ......"ın süreçte koşullu salıvermesine müteakip askerde olduğunu bildirdiğine ve diğer sanık ..."ün Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Sağlık Kurulunun 01.11.2019 tarihli heyet raporunda suça karşı işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak veya kaldıracak düzeyde akıl hastalığının bulunmadığı, fiile karşı ceza sorumluluğunun tam olduğuna dair belge ve raporların dosya içeriğinde bulunduğu görülmüştür.
08.09.2020 tarihli katılan kurum vekilinin hazır bulunduğu duruşmada, iddia makamı, sanıkların eylemlerine uyan TCK"nın 301/2 yollaması ile 301/1 ve 53, tekerrüre esas hükümlülükleri bulunan sanıklar ... ve ... hakkında aynı Kanunun 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanarak cezalandırılmalarına dair mütaalasına müteakip, tefhim olunan hükümle de özetle;
-Sanıklar ... ve ..."nun eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK"nın 301/2. maddesi yollamasıyla TCK"nın 301/1, 62, 53 maddelerinden ayrı ayrı 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, sanıklar hakkında verilen hapis cezasının, sanıkların adli sicil kaydına göre daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunmaları, sanıkların kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyecekleri hususunda kanaate varılması, suçun niteliği gereği tehlike suçu olması ve zararın olmaması, atılı suçun Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlardan olmadığı, dolayısıyla CMK’nın 231. maddesinde anlatılan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşulları oluştuğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmalarına, haklarında takdiren denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına yer olmadığına,
- Sanık ..."ün eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 301/2. maddesi yollamasıyla TCK"nın 301/1, 62, 53, 58 maddelerinden 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
- Sanık ..."ın eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 301/2. maddesi yollamasıyla TCK"nın 301/1, 62, 50/1-a, 52/1-2-4 maddelerinden 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
- Karara karşı, yüze karşı verilen kararın tefhiminden, yoklukta verilen kararın tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurulabileceğine, itiraz kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararın kesinleşeceği ihtar edilerek, itiraz edilen kararın incelenmesi için dosyanın...Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderileceği; hapis cezası ve hapis cezasından çevrilen adli para cezası kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceğine, istinaf edilen kararın incelenmesi için dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesine gönderileceğine dair sanıkların yokluğunda katılan vekilinin yüzüne karşı karar verilmiştir.
...6 Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/50 esas, 2020/368 karar sayılı 08.09.2020 tarihli gerekçeli kararının, uyuşmazlık kapsamında gerekçesinin ilgili kısımları belirtildiği şekli ile şöyledir;
"...Anayasa mahkemesinin 2020/16-e, 2020/33-k sayılı 25/06/2020 tarihli kararı ile 04/12/2014 tarihli 5271 sayılı CMK 17/12/2019 tarih 7188 sayılı kanunun 31. Maddesine eklenen geçici 5 maddesinin d bendinde yer alan hükmü iptal edilmiş ise de, CMK"nın 251/7 maddesi uyarınca soruşturma veya kovuşturma yapılması izne bağlı olan suçlar hakkında basit yargılama usulü uygulanamayacağından, yasal şartları oluşmadığı için mevcut dosya yönünden basit yargılama usulü uygulanmamıştır.
...Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 25/03/2019 tarihli yazısına göre sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 301/4 maddesi uyarınca soruşturma izni alınmıştır.
...Suç niteliği gereği tehlike suçu olup ayrıca sanıkların zarar giderip gidermediği tespiti de yapılmamıştır.
Sanıkların eylemi ile üzerine atılı "Devletin emniyet teşkilatını alenen aşağılama" suçunu işlediğinin sabit olduğu, sanıklar hakkında Adalet bakanlığınca kovuşturma şartı olan iznin verildiği anlaşılmakla atılı suçtan sanıkların eylemine uyan 5237 s. TCK. nun 301/2. maddesi yollamasıyla TCK 301/1.maddesi uyarınca, TCK 3 ve 61.maddeler gözetilerek suçun işleniş şekli, sanıkların kastının oluşumu ve yoğunluğu, meydana gelen tehlikenin yoğunluğu, faillerin güttüğü amaç ve saik nazara alınarak; sanıkların tüm bu sebeplerle atılı suçtan takdiren yasal alt sınırdan ayrı ayrı hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın sanıkların geleceği üzerindeki etkisi gözetilerek TCK 62. madde gereği takdiren 1/6 oranında indirim yapılmasına, nedenleri olmadığından başkaca bir artırım ya da indirim yapılmasına yer olmadığına, sanık ..., ... ve ... yönünden yasal şartları oluştuğundan TCK 53. maddenin uygulanmasına, sanık ... ve ... hakkında objektif ve sübjektif şartlar gerçekleştiğinden HAGB uygulanmasına, sanık ... hakkında yasal şartları oluşmadığından cezasının hapis cezası olarak bırakılmasına ve tekerrüre esas sabıka kaydı olduğu anlaşıldığından hakkında TCK 58. maddenin uygulanmasına, sanık ... hakkında TCK 50/1-a gereği hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine ve taksitle ödemesine karar verilerek Türk Milleti adına yargılama yapmaya yetkili...6. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."
08.09.2020 tarihli süre tutum dilekçesi ile katılan vekili, karara itiraz ettiğini, gerekçeli kararın tebliğine müteakip itiraz nedenlerini bildireceğini; aynı tarihli bir diğer süre tutum dilekçesi ile de kararı istinaf ettiğini, gerekçeli kararın tebliğine müteakip istinaf nedenlerini bildireceğini, mahkemeye bildirmiştir.
Gerekçeli karar, istinaf ve itiraz dilekçeleri; sanık ..."e 30.09.2020, sanık ..."a 30.09.2020, sanık ..."a 05.10.2020, sanık ..."ya 08.10.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Katılan vekiline gerekçeli karar, 07.10.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Katılan vekili, 08.10.2020 tarihli itiraz dilekçesi ile sanıklar ... ve..."nun takdiri indirim uygulanmadan üst sınırdan cezalandırılmaları gerekirken, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeni karara itiraz ettiğini, aynı tarihli ... Bölge Adliye Mahkemesine hitaben sunduğu diğer dilekçesi ile de sanık ... hakkında takdiri indirim uygulanmadan üst sınırdan ceza verilmemesi, sanık ...... yönünden ise hakkında takdiri indirim uygulanmadan üst sınırdan ceza verilmesi yerine indirim uygulanarak hapis cezasının para cezasına çevrilmesine karar verilmesi sebebi ile kararı istinaf ettiğini bildirmiştir.
02.10.2020 tarihli dilekçesi ile sanık ..., üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, Denys Romensky"in ifadesine başvurulmasını istediğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
Mahkemenin 22.10.2020 tarihli yazısı ile sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hükümlere katılanın yapmış olduğu itiraz yerinde görülmediğinden, itiraz incelemesi için dosya, itiraz mercii olan...3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
İtiraz merciine sunduğu 26.10.2020 tarihli mütalaada Cumhuriyet savcısı, verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.11.2020 tarih, 2020/511 değişik iş sayılı kararı ile sanıklar ... ve ..."nun cezalandırılmasına ve haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair verilen karara, katılan İç İşleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü vekili tarafından yapılan itirazın kabulüne,...6. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.09.2020 tarih ve 2019/50 Esas 2020/368 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, mütalaaya uygun, oy birliğiyle kesin olarak karar verilmiştir. Kararın gerekçesi belirtildiği şekilde şöyledir;
"...sanıklar ... ve ... hakkında TCK"nın 301/1 maddesine muhalefet suçu yönünden verilen neticeten 5"er ay hapis cezasına ilişkin kararı CMK"nın 231/5 maddesi uyarınca Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına karar verildiği, karara İçişleri Bakanlığı vekili... tarafından 09/09/2020 havale tarihli süre tutum dilekçesi ile itiraz edilmekle karar tarihine nazaran itirazın süresinde olduğu anlaşılmakla dosyanın yapılan incelemesinde;
Sanıklar hakkında mahkumiyet hükmünün dayandırıldığı TCK"nın 301/2 maddesi atfıyla 301/1 maddesi uyarınca cezalandırılan eylemin 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasını gerektirdiği, 5271 sayılı CMK"nın 251/1 maddesi uyarınca eylemin basit yargılama usulüne tabi olduğu, CMK"nın geçici 5.maddesi ile düzenlenen 01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmayacağına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesi"nin 25/06/2020 tarihli 2020/16 Esas 2020/33 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği, karar 19/08/2020 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Mahkemenin iş bu dava dosyası 2019 yılında açılmış olup karar tarihi olan 08/09/2020 tarihi itibariyle yukarıda mezkur Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca CMK"ya eklenen geçici 5. maddedeki basit yargılama usulünün kovuşturma aşamasına geçilmiş dosyalarda uygulanamayacağına ilişkin hükmün iptal edilmiş olması karşısında iş bu davada basit yargılama usulünün uygulaması yasal olarak olanaklıdır. Mahkemece itiraza konu kararda bu hususta herhangi bir gerekçeye yer
verilmemiş olması ve düzenlemenin 1/4 oranında ceza indirimini gerektirmesi nedeniyle lehe olması karşısında mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmasında zaruret bulunmaktadır.
Sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükümlerin istinafa tabi olması ve Bölge Adliye Mahkemesince yerleşik yargısal uygulamalar nazara alındığında hükmün bu yönden istinafının kabulünün muhtemel oluşu nazara alındığında hükümler arasında bir çelişki doğmaması bakımından katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddi ile hükmün basit yargılama usulü yönüyle yasaya aykırı olduğu değerlendirilmekle itirazın kabulüne karar vermek gerektiği vicdani kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir."
20.11.2020 tarihli...6. Asliye Ceza Mahkemesinin yazısı ile özetle, sanıklar hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın itiraz merciince basit yargılama usulünün uygulanması gerektiği gerekçe gösterilerek kaldırılmasına karar verilmiş ise de CMK"nın 251/7 maddesi gereği basit yargılama usulünün soruşturma veya kovuşturma yapılması izne bağlı olan suçlarda uygulanamayacağı, sanıklara atılı suçun soruşturmasının Adalet Bakanlığının iznine bağlı tutulduğu, bu nedenle de basit yargılama usulünün yasal şartlar oluşmadığından uygulanmadığı ve gerekçeli kararda da bu hususun açıklandığı, kanunun amir hükmü karşısında sanıklar hakkında basit yargılama usulünün uygulanması mümkün olmadığından...3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/511 Değişik iş sayılı kesin kararının, kanun yararına bozulması hususunda ihbar ve istemde bulunulmuştur.
... Cumhuriyet Başsavcılığının 28.12.2020 tarihli yazısı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne, kaldırılmasına karar verilen mahkemenin gerekçeli kararında da açıkça belirtildiği üzere CMK"nın 251/7 maddesi uyarınca soruşturma veya kovuşturma yapılması izne bağlı olan suçlarda basit yargılama usulü uygulanmayacağından,...3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/511 Değişik iş sayılı kesin kararının, CMK"nın 309. maddesince kanun yararına bozulması görüşünde bulunulmuştur.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
TCK"nın 301/2 maddesinde düzenlenen ve soruşturma ve kovuşturması Adalet Bakanının iznine bağlanan, Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçunun kovuşturmasının basit yargılama usulüne tabi olup olmayacağı ve buna göre incelemeye konu Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına dair merci kararında isabet bulunup bulunmadığına ilişkindir.
IV-HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İlgili yasal mevzuat şöyledir;
5237 sayılı TCK"nın Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama başlıklı,
Madde 301- (Değişik: 30/4/2008-5759/1 md.)
(1) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
(4) Bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
5271 sayılı CMK"nın Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması başlıklı
Madde 231 –
...
(5) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
(6) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
gerekir. (Ek cümle: 22/7/2010 - 6008/7 md.) Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.
5271 sayılı CMK"nın, Dördüncü Bölüm, Bazı Suçlara İlişkin Muhakeme, Basit Yargılama Usulü başlıklı;
Madde 251 – (Mülga: 2/7/2012-6352/105 md.) (Başlığı ile Birlikte Yeniden Düzenleme:17/10/2019-7188/24 md.)
(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir. (Ek cümle:8/7/2021-7331/23 md.) 175 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca duruşma günü belirlendikten sonra basit yargılama usulü uygulanmaz.
(2) Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir.
(3) Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223 üncü maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.
(4) Mahkemece, koşulları bulunması hâlinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.
(5) Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilir.
(6) Mahkemece gerekli görülmesi hâlinde bu madde uyarınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edilebilir.
(7) Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hâlleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz.
(8) Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.
Basit yargılama usulünde itiraz
Madde 252 – (Mülga: 2/7/2012-6352/105 md.) (Başlığı ile Birlikte Yeniden
Düzenleme:17/10/2019-7188/25 md.)
(1) 251 inci madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir.
(2) İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223 üncü madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır.
Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.
(3) Mahkeme, ikinci fıkra uyarınca hüküm verirken, 251 inci madde kapsamında basit yargılama usulüne göre verdiği hükümle bağlı değildir. Ancak, itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde 251 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirim korunur.
(4) İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması hâlinde, bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanır.
(5) İkinci fıkra uyarınca verilen hükümlere karşı genel hükümlere göre kanun yoluna başvurulabilir.
(6) Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir.
Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. (CGK.23.03.2010, 2010/2-29-56)
5560, 5728, 5739 ve 6008 sayılı Kanunlarla 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde yapılan değişiklikler gözönüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması için;
1-Suça ilişkin olarak;
a-Yapılan yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
b-Suçun Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
2-Sanığa ilişkin olarak;
a-Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum edilmemiş olması,
b-Suçun işlenmesi mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
c-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
d-Sanığın, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış (16.02.2010 tarih 2009/4-253-2010/28, 29.09.2009 tarih 2009/4-130-213, 14.07.2009 tarih 2009/163-202 sayılı kararları ile 23.03.2010 tarih 2010/2-29 esas ve 2010/56 sayılı) kararlarında da işaret olunduğu üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması veya objektif koşulların gerçekleşmesine karşın bu koşulların oluşmadığından bahisle uygulanmamasına ilişkin hukuka aykırılık hallerinin hakimin takdir hakkına ilişkin hususlar olmaması nedeni ile kanun yararına bozma konusu olabileceği gözetilmelidir.
Ancak objektif koşullar oluşmasına karşın mahkeme veya hakimce maddenin 6/b bendi kapsamında verilen takdir yetkisi kullanılmak sureti ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmesi durumunda kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacaktır.
Diğer yönden, 5237 sayılı TCK"nın, Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama kenar başlıklı 301/2. maddesinde Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişinin cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.
Maddenin 4. fıkrasına göre "Bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır”.
Basit yargılama usulü ise 5271 sayılı CMK’da 7188 sayılı Kanunla 2019 yılında yapılan değişikliklerle birlikte hukuk sistemimize giren alternatif cezai uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden biridir. Uygulanması, tüm kanuni koşullar bulunsa bile, kanun koyucu tarafından mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Dolayısıyla koşullar bulunsa bile mahkeme bu usulü uygulamayabilir. Maddeye göre Asliye Ceza Mahkemesince iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir. Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkeme iddianameyi sanık, mağdur ve şikayetçiye tebliğ ederek beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmelerini ister. Yapılan tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Basit yargılama usulünde beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın sanık hakkında Kanunun 223. maddesinde sayılan kararlardan birine hükmedilebilir. Sanık hakkında mahkumiyet kararının verilmesi halinde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.
Maddenin yedinci fıkrasında, basit yargılama usulünün, soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmayacağı açıkça düzenlenmiştir.
7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 24. madde gerekçesi şöyledir;
"Maddeyle, Ceza Muhakemesi Kanununun mülga 251 inci maddesi yeniden düzenlenmekte ve basit yargılama usulünün sisteme dahil edilmesi öngörülmektedir.
Ceza yargılaması sistemimizde tek bir yargılama usulü öngörülmüş olup, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlar bakımından uygulanan yargılama usulü ile bir ay hapis cezası öngörülen suçlar için uygulanan yargılama usulü aynıdır. Başka bir ifadeyle, basit suçlarla ağır suçlar arasında bir ayrım yapılmadan, duruşma açmak suretiyle aynı yargılama usulünün tüm prosedürlerinin uygulanması kabul edilmiştir. Bu durum, ağır suçların yargılanmasına daha az vakit ve emek ayrılmasına sebebiyet vermektedir.
Mukayeseli hukukta, suçların önem derecesi, olayların karmaşık olup olmaması, çözümünde hukuki ve olgusal herhangi bir sorunla karşılaşılmaması, tanık dinlemenin zorunlu olup olmaması gibi hususlar nazara alınarak farklı yargılama usullerine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
Farklı yargılama usullerinin benimsenmesinin kabul edilebilir olduğuna dair Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen kararlar bulunmaktadır.
Artan iş yükü karşısında ceza yargılaması sistemimizde değişiklik yapılarak bazı suçlar yönünden alternatif yargılama usullerinin getirilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Alternatif yargılama usullerinin getirilmesinin, yargılamayı hızlandıracağı, yargının iş yükünü hafifleteceği ve kaynakların verimli kullanılmasına katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.
Maddede yapılan düzenlemeyle, "Basit yargılama usulü" adı altında yeni bir yargılama usulü getirilmektedir. Maddenin birinci fıkrasıyla, asliye ceza mahkemelerinin görev alanına giren ve adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlara ilişkin yargılamaların basit yargılama usulüne göre yapılabileceği kabul edilmektedir.
Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece sanık, mağdur ve şikâyetçiye iddianame tebliğ edilecek ve tebligatta, duruşma yapılmaksızın hüküm verileceği ayrıca belirtilecektir. Bununla birlikte yazılı beyan ve savunmalarını bildirmeleri için de onbeş günlük süre verilecektir. Mahkemenin bu süreçte toplanması gereken delilleri de ilgili kurum ve kuruluşlardan talep ederek dosyayı tekemmül ettirmesi gerekmektedir.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla sanık, mağdur ve şikâyetçiye beyanda bulunmaları için tanınan onbeş günlük süre dolduktan sonra, taraflar beyanda bulunmamış olsalar dahi duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın mahkemece 223 üncü maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebileceği düzenlenmektedir. Mahkumiyet kararı verilmesi halinde ise, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak belirlenecek olan ceza üzerinden dörtte bir oranında indirim yapılarak sonuç cezanın belirleneceği kabul edilmektedir.
Maddenin dördüncü fıkrasıyla, basit yargılama usulünün uygulandığı durumlarda da koşulları bulunması halinde; mahkemece, kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilebilmesine veya hapis cezasının ertelenebilmesine ya da sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesine imkan sağlanmaktadır.
Maddenin beşinci fıkrasıyla, basit yargılama usulü ile yapılan yargılama neticesinde verilecek olan hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçlarının belirtilmesinin zorunlu olduğu düzenlenmektedir.
Maddenin altıncı fıkrasıyla, mahkemenin, basit yargılama usulünün uygulanmasına karar vermesinden itibaren hüküm verilinceye kadar yargılamanın her aşamasında bu usulün yeterli olmadığına ve genel hükümlere göre yargılamanın devam etmesi gerektiğine kanaat getirmesi halinde, herhangi bir talep olmaksızın, resen duruşma açmak suretiyle genel hükümlere göre yargılamaya devam edebileceği düzenlenmektedir.
Maddenin yedinci fıkrasıyla, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik halleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında faillerin özel durumları sebebiyle elde edilen delillerin duruşmada tartışılmasının ve taraf beyanlarının bizzat hâkim tarafından alınmasının gerekli olması sebebiyle basit yargılama usulünün uygulanmayacağı düzenlenmektedir.
Maddenin sekizinci fıkrasıyla, uygulamada yaşanabilecek sorunların önüne geçmek amacıyla basit yargılama usulü kapsamına giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmesi halinde bu usulün uygulanmayacağı düzenlenmektedir.""
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
TCK"nın 301/2 maddesinde düzenlenen ve soruşturma ve kovuşturması Adalet Bakanının iznine bağlanan, Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçu ile ilgili yargılamanın, 5271 sayılı CMK"nın 251/7 maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi ve konu olamayacağı gözetilmeden, katılan kurum vekilinin itirazının kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kaldırılmasında isabet bulunmadığından, esas ve hükme etkili usul hatası içeren mercii kararına yönelik yapılan yasa yararına bozma isteminin kabulüne karar verilmiştir.
V-SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden...3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.11.2020 tarihli ve 2020/511 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 309/4-a madde ve fıkrası uyarınca müteakip işlemlerin bozma doğrultusunda mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.