12. Ceza Dairesi 2018/263 E. , 2019/12357 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Mühür bozma, 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Mühür bozma suçu yönünden;
CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçu yönünden; 2863 sayılı Kanunun 65/1, TCK’nın 62, 52/2, 51/1-3-6-7. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet Savcısı, mühür bozma suçu yönünden sanığın beraatine ilişkin hüküm sadece katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A-Mühür bozma suçundan sanığın beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında; mahkemece hakkında katılma kararı verilen Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün, mühür bozma suçundan yapılan yargılamaya katılma ve tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, katılan ... ve Şehircilik İl Müdürlüğü vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
B-2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince:
Dairemizin 2015/4566 esas 2016/10190 karar sayılı bozma kararı üzerine, mahkemece bozma ilamına uyulup uyulmadığı hususunda bir ara karar verilmemiş ise de, Ceza Genel Kurulunun kararlılık gösteren içtihatlarında da açıkça belirtildiği üzere, mahkemece bozma kararı doğrultusunda uygulama yapılması ve bozmadan sonra yapılan inceleme, araştırma ve yeni kanıtlara dayanarak hüküm kurulması karşısında, mahkemenin bozmaya eylemli uyduğu değerlendirilerek yapılan incelemede,
Ertelenen hapis cezasının uzun süreli olduğu dikkate alınarak sanık hakkında hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olarak uygulanması zorunlu olan 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası nazara alınarak 1.fıkrasında yazılı hak yoksunluklarının Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı da dikkate alınarak infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre mahalli Cumhuriyet savcısı ile katılan kurum vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- TCK"nın 51/1. maddesi uyarınca iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum edilen kişinin cezasının ertelenebileceği, adli para cezasının ertelenmesinin mümkün olmadığı gözetilmeksizin, erteleme müessesesinin adli para cezasını da kapsayacak şekilde uygulanması,
2- TCK"nın 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtar edilmemesi,
3- Hakkında tayin edilen hapis cezası ertelenen sanığın, TCK’nın 51/8. maddesi uyarınca denetim süresi iyi halli olarak geçirildiği takdirde, cezanın infaz edilmiş sayılacağı hususunun kararda gösterilmemesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 5 nolu bendinin devamına “ TCK’nın 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrileceğinin sanığa ihtaratına” ibaresinin eklenmesi, hüküm fıkrasının 7 nolu bendinde yer alan “TCK’nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine” ibaresinden önceki “cezanın” ibaresinin çıkarılarak yerine “hapis cezasının” ibaresinin eklenmesi, hüküm fıkrasının 10 nolu bendinin devamına “ve TCK’nın 51/8. maddesi uyarınca denetim süresi iyi halli olarak geçirildiği takdirde, cezanın infaz edilmiş sayılacağının sanığa ihtarına” cümlesinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 26/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.