12. Ceza Dairesi 2017/1934 E. , 2019/12353 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Yasaya muhalefet
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 6498 Kanun ile değişik 65/1, TCK’nın 43/1, 62/1, 52/2- 4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tayin olunan 2 yıl 6 ay hapis ve 6 gün adli para cezasından TCK"nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılırken 2 yıl 1 ay hapis ve 5 gün adli para cezası yerine uygulama hatası yapılarak netice cezanın 1 yıl 13 ay hapis ve 5 gün adli para cezası şeklinde eksik tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Şanlıurfa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 20.12.2011 tarih 107 sayılı kararı ile 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli bölgede bulunan dava konusu taşınmazda Harran Belediyesi görevlileri tarafından yapılan denetim üzerine sanık hakkında ihbarda bulunulduğu, dosya kapsamında bulunan olay yeri fotoğraflarından ve tutanaklardan anlaşılacağı üzere, sanığın iki katlı betonarme bina yapmak suretiyle fiziki ve inşai müdahale kapsamındaki izinsiz uygulamalarda bulunduğu, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarından da suça konu yerin 3. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığının ve yapılan inşai faaliyetin sit alanının bütünlüğüne ve doğal dokusuna zarar verdiğinin anlaşıldığı, ayrıca sit ilanına ilişkin kararın ise mahallinde mutat vasıtalarla duyurulduğu ve buna ilişkin tutanakların dosya kapsamında bulunduğu dikkate alınarak sanığın inşai faaliyette bulunduğu yerin sit alanı içerisinde kaldığını bildiğinin kabul edilmesi gerektiği, ancak 14.05.2013 tarihli yapı tatil zaptında, inşaatın biriketlerinin örülmüş ve üstünün kapatılmış halde olduğunun belirtildiği, daha sonra kolluk kuvvetlerince tanzim edilen 02/11/2014 tarihli tutanakta ise; kaba sıvasının ve boyasının tamamlandığı, kapı, pencerelerin ve pencere korkuluk demirlerinin takıldığı, binanın 2 kat olduğu, inşaatın halihazırda oturulabilir durumda olduğunun belirlendiği, bu nedenle ilk tutanaktan sonra sanığın eylemine devam etiği gerekçesiyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi uygulanmış ise de; iddianame içeriğinde, izin alınmaksızın yapılan yapının tek katlı, kaba sıvası bitmiş, kapı ve pencereleri takılı olmayan halinden bahsedildiği, ikinci tutanakta belirlenen sanığın devam eden eylemlerinin iddianame içeriğinde yer almadığı, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21/02/2012 tarihli ve 2011/4-570 esas, 2012/51 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere, hükmün konusunun, iddianamede gösterilen fiilden ibaret olduğunu düzenleyen 5271 sayılı CMK"nın 225. maddesi hükmü karşısında sanık hakkında, iddianamede belirtilmeyen eylemleri nedeniyle ek savunma verilerek TCK’nın 43/1. maddesi gereğince uygulama yapılamayacağı anlaşılmakla; sanığın 02/11/2014 tarihli tutanak ile tespit edilen devam eden eylemleri hakkında dava açılması sağlanarak, açılan dava ile inceleme konusu davanın birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle, iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesi gerekliliğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 26/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.