1. Hukuk Dairesi 2017/3653 E. , 2017/5784 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik, hile ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan ...in 03.11.2000 tarihinde öldüğü ve tek mirasçısı olarak davacının kaldığını, mirasbırakana vekâleten, ... tarafından 14.05.1999 tarih ... yevmiye nolu resmi akitle dava konusu 3110 parsel sayılı taşınmazdaki payın tamamı ile 1353 parsel sayılı taşınmazdaki 70000/14400000 payı üzerinde bırakarak 22000/14400000 payın davalı ..."a davaya konu diğer taşınmazlardaki payları ile 1353 parsel sayılı taşınmazdaki 70000/14400000 payın ise 14.5.1999 tarihli 2557 yevmiye nolu resmi akitle taşınmazlarda paydaş olan davalılar ...ye satış yoluyla temlik edildiğini, davalı ..."ın da muristen edindiği 3110 ve 1353 parsel sayılı taşınmazlardaki payını 03.08.2000 tarihinde eşi olan davalı ..."ye satış yoluyla devrettiğini, işlemlerin mirasbırakanın akıl zayıflığından yararlanılarak, bedelsiz gerçekleştirildiğini ileri sürerek davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, mirasbırakanın akli melekelerinin yerinde olduğunu ve yapılan satışlarda muvazaanın bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “...davanın kabulü ile iptal ve tescile karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Ne var ki, davalı ... yargılama sırasında vesayet altına alındığı ve kendisine vasi tayin edildiği halde, vasiye tebligat yapılarak davada yer alması sağlanmamış, mirasbırakanın davaya konu taşınmazlarda davalılara pay temlikinde bulunduğu, ayrıca dava konusu taşınmazların bir kısmının ifraz ve imar işlemlerine tabi tutulduğu da gözetilmemiştir. Hal böyle olunca, öncelikle davalı ... vasisinin davada yer almasının sağlanması, ondan sonra, dava konusu taşınmazlarda mirasbırakan tarafından davalılara temlik edilen payların karşılığı olarak ifraz ve imar işlemleri sonucu davalılar adına oluşan pay oranının saptanması, davaya konu taşınmazların tamamında davalılar adına kayıtlı payların, muristen gelen pay oranı gözetilerek iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacının temyiz itirazları yönünden; davacı hükmü katılma yoluyla temyiz etmiş ise de, davalıların temyiz dilekçesi davacı vekili ...’a 15.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği halde, 12.04.2017 tarihli dilekçe ile kararı temyiz etmiştir. Bu durumda, 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 433/2. maddesinde belirlenen 10 günlük yasal temyiz süresi geçirilmiştir. Davacının temyiz isteğinin, 1086 sayılı HUMK’nın (2494 sayılı Kanun ile değişik) 433/2. maddesi uyarınca süreden REDDİNE,
Davalıların temyiz itirazlarına gelince;
Hemen belirtilmelidir ki, bozma kararına uyulmuş olmakla kazanılmış hak (usûli müktesep hak) kuralı uyarınca bozma kararında gösterilen şekilde inceleme yapılarak belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmesi zorunludur. Bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu tartışmasızdır.
Ne var ki; mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi, bozmada işaret edilen hususlarda yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak neticeye gidilmiştir.
Şöyle ki; çekişme konusu 1351 ve 1352 parsel sayılı taşınmazların ifraz gördüğü, 70 ve 563 parsel sayılı taşınmazların imar uygulamasına alındığına ilişkin şerh bulunduğu, imar sonrası oluşan tapu kayıtlarının tamamının dosyaya celp edilmediği, gelen kayıtlardan taşınmazların hangi imar parsellerine dönüştüğünün sağlıklı bir şekilde denetlenemediği ve bir kısım taşınmazlarda intikal işlemleri yapıldığı, mirasbırakan tarafından davalıların mirasbırakanına temlik edilen payların karşılığı kadar iptal tescile karar verilmesi gerekirken intikal eden payın tamamının iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, çekişme konusu parsellerin imar, ifraz ve yenileme işlemleri sonucu oluşan yeni parsellerin tam ve doğru şekilde tespit edilerek dosyaya alınması, ondan sonra uzman bilirkişi marifetiyle mirasbırakan tarafından temlik edilen payların yeni oluşan parsellerde davalılar adına tescil edilen karşılığının saptanması, eksiksiz bir şekilde araştırma ve incelemenin tamamlanması ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilip hatalı bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle karar verilmesi doğru değildir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 25.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.