MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Resmi belgede sahtecilik suçundan, sanığın beraatine ilişkin hüküm, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalası da gözönünde bulundurularak temyiz dilekçesinin incelenmesinde; sanık aleyhine yalnızca resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmakla;
Sanık ..."in, tanık olarak beyanı alınan ..."a olan borcuna karşılık olmak üzere...’in borçlu olduğu katılan ...’e, keşidecisi diğer katılan ..."e ait çekten tamamen sahte olarak üretilen Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.,... Şubesine ait 6.400TL bedelli suça konu çeki verdiği, katılan ... tarafından ... Ticaret isimli şirkete yaptığı alışveriş karşılığında çekin ciro edildiği, 15/09/2008 tarihinde bilgisayar üzerinden Türkiye Finans Bankası ...Şubesinden suça konu çekin ödenmesine ilişkin Yapı ve Kredi Bankasına mesaj gelmesi üzerine tanık olarak dinlenen banka görevlisi ...’in çekin sahte olduğunu tespit ettiği, bu surette sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia olunan somut olayda;
Sanığın suçlamaları kabul etmeyerek katılan ... ile ...’ı tanımadığını, suça konu çeki kendisinin vermediğini savunduğu, katılan ..."ın sanığın açık kimliğini internette yaptığı araştırma sonucu temin ederek, soruşturma sırasında adli mercilere verip sanığın savunması alınmadan kamu davasının açıldığı, yapılan yargılamada sanığa ait resimlerin gerek katılan ... ve gerekse tanık ... tarafından suçu işleyen kişi olmadığı yönünde beyan ile olumsuz teşhiste bulunulduğu, mahkemece katılanın beyanı ile sanığın savunmasının örtüştüğü gerekçesi ile şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca sanığın beraatine karar verildiği, dosyada mevcut 20/06/2011 tarihli ... Kriminal Polis Laboratuvarı ve 19/12/2012 tarihli Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporlarında, suça konu çekteki " ..." ciro yazısı ve altındaki imza ile "..." cirosu altındaki imzanın sanığın eli ürünü olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, duruşmada katılan ... ile sanığın yüzyüze teşhis işleminin yapılmadığı da nazara alınarak, öncelikle sanığın bilirkişi raporlarındaki tespit nedeniyle yeniden ifadesinin alınması, katılan ...’in 24/10/2013 tarihli celsede, Zeytinburnu Emniyet Müdürlüğünün kayıtlarındaki belgeler ile gönderilen fotoğraftaki kişinin suçu işleyen kişiye benzediğini belirttiği hususu da gözönünde bulundurularak, bu kişinin açık kimlik ve adresinin tespit edilerek beyanının alınması, katılan ...’e teşhis yaptırılması, gerektiğinde çekteki yazı ve imzalar ile bu kişinin yazı ve imzalarının karşılaştırılması için bilirkişi incelemesi yaptırılması, tanık İsrafil’in 18/04/2013 tarihli celsede alınan beyanında, sanık ile sürekli görüştüğünü söylediği 0 539 232 77 92 numaralı telefonun ait olduğu kişinin açık kimlik, adres ve teşhise elverişli fotoğraflarının dosya arasına temini ile beyanının alınması ve gerekirse tanık İsrafil ile duruşmada yüzyüze teşhis yaptırılarak bu hususta tanığın yeniden beyanının alınması, toplanan tüm deliller bir bütün halinde değerlendirilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun taktir ve tayin edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 03.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.