12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/32731 Karar No: 2011/14835
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/32731 Esas 2011/14835 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/32731 E. , 2011/14835 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 16/08/2010 NUMARASI : 2010/211-2010/968
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, birikmiş 39.115,05 TL nafaka talep edilmiş, borçlu icra mahkemesine başvurusunda; 10 yıllık nafaka alacağının talep edilebileceğini, ilama göre aylık 1.500,000 TL"nin bugünkü tedavüldeki para birimine göre 1,50 TL olduğunu, fahiş miktar üzerinden yapılan takibin iptaline karar verilmasini istemiş, mahkemece, 23.06.2010 havale tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak takip tarihi itibariyle alacak miktarının 180 TL olduğu yönünde karar verilmiştir. TBMM"ce 28.01.2004 tarihinde kabul edilip, 31.01.2004 tarih ve 25363 Sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 5083 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti"nin Para Birimi Hakkında Kanun"un birinci maddesinde "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yeni para birimi Yeni Türk Lirasıdır" sözcüklerine yer verilmiştir. Aynı kanunun ikinci maddesinde ise "Türk Lirası değeri Yeni Türk Lirasına dönüştürülürken bir milyon Türk Lirası (1.000.000 TL) eşittir bir yeni Türk Lirası (1 YTL) değişim oranı esas alınır" denilmektedir. Bu açıklamadan 1 YTL"nin bir milyon TL"yi karşıladığı anlaşılmaktadır. 2007/11963 Sayılı Bakanlar Kurulu kararı uyarınca 01 Ocak 2009 tarihinden itibaren de 1 YTL"nin 1 TL olacağı tabiidir. Bilirkişi tarafından nafakanın her ay tahakkuk ettiği tarih ile takip tarihi arasındaki dönem için faiz hesabı yapılmadığı görülmektedir. Ayrıca, HGK"nun 27.09.2000 tarih ve 2000/12-1148 E., 2000/1193 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, Borçlar Kanunu"nun 84.maddesi gereğince yapılan ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmesi gerekmektedir. O halde mahkemece bu kurallar doğrultusunda bilirkişiden rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken açıklanan esaslara uygun bulunmayan rapora itibar edilerek hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/07/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.