16. Hukuk Dairesi 2018/4431 E. , 2021/2124 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro Müdürlüğü"nce 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca re"sen yapılan düzeltme işlemi sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davalı ... adına kayıtlı olan 495 parsel sayılı 44.200,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 56.260,40 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir. Davacı Hazine, dava konusu taşınmazın çevresinde genişlemeye elverişli taşınmazlar olduğunı, düzeltme işlemiyle de olsa tapu miktarının arttırılamayacağını, genişletilemeyeceğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece verilen, davanın reddine ilişkin önceki hüküm, Dairemizin 07.04.2016 tarih ve 2015/5123 Esas, 2016/3759 Karar sayılı ilamıyla, “Mahkemece yapılan düzeltmenin yerinde olup olmadığının denetlenmesi gerekirken davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, Şanlıurfa Kadastro Müdürlüğü’nün 30.01.2014 tarih ve 9 sayılı 495 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki idari düzeltim işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. Kadastro Müdürlüğünce 495 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünde planimetre çevrimine bağlı olarak oluşan hesap hatası bulunduğu gerekçesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi gereği düzeltme işlemi yapılmıştır. Mahkemece, yapılan işlemin Kadastro Sırasında veya Sonrasında Yapılan İşlemlerle Geometrik Durumları Kesinleşmiş Olan Taşınmazlarda Ölçü, Sınırlandırma, Tersimat ve Hesaplamalardan Doğan Hataların Düzeltilmesine İlişkin Yönetmeliğin 15. maddesine aykırı olduğu kabul edilerek davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda, kadastro paftası ile 41. madde uygulamasıyla oluşturulan düzeltme haritası kenar uzunlukları çakıştırılarak sınırlar belirtilmemiş, çekişmeli taşınmazın yüzölçümündeki artışın neden kaynaklandığı, teknolojik yöntem farklılıklarının neler olduğu ve hatanın hangi sebepten meydana geldiği denetime açık olarak gösterilmemiştir. Bu şekilde yetersiz rapora dayanılarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşabilmek için Mahkemece, tesis kadastrosuna ait ölçü krokisi ve hesap çizelgesi, denetime veri teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihlere en yakın tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları, tesis kadastrosu paftası, varsa kadastrodan sonra tapuda yapılan ifrazlara ilişkin ifraz haritaları ile kadastrodan sonra sınırlarda değişiklik yapan mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, düzeltme işlemi sırasında yararlanıldığı belirlenen diğer haritalar gibi bilgi ve belgeler toplanmalı ve bu şekilde dosya keşfe hazır hale getirilmelidir. Bundan sonra mahallinde, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişi, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, fen bilirkişisinden düzeltme işlemine esas teşkil eden bilgi ve belgeler, ortofoto, hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve memleket haritaları ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak düzeltme işlemini denetlemesi istenmelidir. Alınacak fen bilirkişi raporunda, tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların yüzölçümleri ya da sınırları itibariyle zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, düzeltme işlemi sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, düzeltme işlemi sırasında hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar bilimsel yöntemlerle ve denetime elverişli olacak şekilde açıklanmalı, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılara yer verilmelidir. Ayrıca fen bilirkişisinden, çekişmeli taşınmazı, komşu parselleri ile birlikte konumunu gösterecek şekilde tesis kadastrosu ve düzeltme işlemi sonucu oluşan haritaların hava fotoğrafı, uydu fotoğrafı ve ortofoto üzerinde çakıştıran denetime elverişli harita düzenlenmesi istenmelidir. Bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli ve değerlendirme yapılırken, 3402 sayılı Kanun"un 41. Maddesi Uygulamasına Dair Yönetmeliğin 15. maddesindeki ""Orman, mera, kamu taşınmazları, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki genişletmeye elverişli yerlere sınırı olan taşınmazlar ile kadastrosu ya da kadastro sonrası sınırları hükmen belirlenerek kesinleşmiş olan parsellerdeki sınırlandırma hatası düzeltilemez. Mahkeme hükmü kapsamı dışında kalan hatalar bu yönetmelik hükümlerince ve ilgili mevzuatına göre düzeltilir."" yönündeki düzenleme gözetilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.03.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.