4. Hukuk Dairesi 2013/9662 E. , 2014/5732 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ardahan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2011/81-2013/70
Davacı M.. K.. vekili Avukat T. E. tarafından, davalılar F.. Y.. vd aleyhine 03/03/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, Kuzey Anadolu gazetesinin 27/03/2010 tarihli sayısında, "" P. Kaymakamı M.. K.. Başbakan tarafından başarısız sayıldı..."" başlığı ile verilen haberin ve aynı sayfadaki makalenin kendisi hakkında küçük düşürücü ifadeler içerdiği ve kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme, dava konusu yayında öz ile biçim arasındaki dengenin korunmadığı, haberin görünür gerçeğe uygun olmadığı, hukuka aykırılığın gerçekleşip davacının kişilik haklarının zarar gördüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası"nın 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Somut olaya gelince; davaya konu haberde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 94. dönem kaymakamlık kursu mezuniyet ve kura çekimi töreninde yapılan konuşmanın tamamına ""Posof Kaymakamı M.. K.. Başbakan tarafından başarısız sayıldı..."" başlığı altında yer verildiği anlaşılmaktadır. Bu haberde davacının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilebilecek bir yoruma yer verilmediği gibi, gazetecilik tekniği gereği okuyucunun ilgisini çekmek amacıyla ilginç bir başlık altında haberin verilmesi de hukuka aykırılık oluşturmaz. Dava konusu yazı ise; aynı sayfada ""Soruşturmalık Kaymakamlar"" başlığı ile yer almıştır. Söz konusu yazı bir bütün olarak incelendiğinde; Başbakan tarafından yapılan konuşmada Posof"un adının geçmesinden yola çıkılarak Posof"un genel sorunlarına değinildiği, bu bağlamda yazının bir eleştiri niteliği taşıdığı anlaşılmaktadır. Şu durumda söz konusu yazıdaki ifadeler düşünce özgürlüğü kapsamında kalmakta ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmamaktadır. Ayrıca, davacının eşinin diş hekimi olup, Posof"ta mülkiyeti İl Özel İdaresi"ne ait olan iş hanında kiralamış olduğu bir dükkanda bu mesleği yürüttüğü dosya kapsamından anlaşıldığına göre, mahkemece belirtildiğinin aksine görünür gerçeklik olgusunun gerçekleştiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, yazıda kullanılan sözler kişilik haklarına saldırı niteliğinde kabul edilemez. Mahkemece belirtilen olgular gözetilerek istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.