14. Hukuk Dairesi 2017/1164 E. , 2017/7662 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.04.2015 tarihinde verilen dilekçeyle mirasın hükmen reddi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 08.09.2016 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi"nce istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya ve içeriği incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, 04.08.2013 tarihinde vefat eden ...lu"nun terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece TMK"nın 605/2. maddesi uyarınca mirasın hükmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekilince talep edilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi"nce istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TMK"nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu"nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun
606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
Yerel mahkemece davanın kabulüne, bölge adliye mahkemesince de istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ise de, yerel mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Mahkemece yapılan incelemelerde ölüm tarihi esas alınarak terekenin aktif ve pasifinin belirlenmeden dosya üzerinden bilirkişi raporu alındığı, murise ait banka kaydının bulunup bulunmadığının ve vergi borcunun kaynağının araştırılmadığı, murise ait taşınmazlarda ve araçta keşif yapılarak murisin ölüm tarihi itibariyle bedellerinin tespit edilmediği, dosya üzerinden düzenlenen bilirkişi raporunda terekenin pasifi belirlenirken murise ait 694 ada 124 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 28.09.1995 tarihli, 6. İcra Müdürlüğü"nün 21.09.1995 tarihli 1995/8567 Esas sayılı dosyasından 395.918.000 TL"lik haciz yazısına istinaden yazının hangi icra dairesinden yazıldığı, borcun devam edip etmediği ve ölüm tarihindeki miktarı konusunda herhangi bir araştırma yapılmadan murisin ... 6. İcra Müdürlüğü 1995/8567 Esas sayılı dosyadan 395.918,00 TL."lik borcunun bulunduğunun belirtildiği, eksik araştırmayla hazırlanan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğu görülmüştür.
Ayrıca, davacının Av. ..."ya verdiği vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından davacı vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de yerinde değildir. Belirtilen hususlar üzerinde durulmadan yerel mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi ve bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 373/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.