1. Hukuk Dairesi 2015/1772 E. , 2017/5758 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, davalı ile ortak mirasbırakanları ...’ın, 9 parsel sayılı taşınmazını diğer mirasçılarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle tek oğlu olan davalıya devrettiğini ileri sürerek , davalı adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, işlemlerin muvazaalı olmadığını, taşınmazın ölünceye kadar bakma akdi ile devredildiğini edimlerini yerine getirdiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, devirlerin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Tarafların miras bırakanı ...’ın 17/10/2012 tarihinde ölümü ile davacı kızları ve davalı oğlunun kaldıkları, mirabırakanın 9 parsel sayılı taşınmazını 22/08/1996 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğluna temlik ettiği, davacıların temliki işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtıkları kayden sabittir.
Bilindiği üzere, ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (B.K.m.5ll).Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlu suda bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.(B.K.m.5l4).Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması,yada alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.(B.K.m.l8).Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Somut olayda, miras bırakanın davalı oğlu ile birlikte yaşadığı, sağlığında bakım görevinin yerine getirilmediğine dair bir iddiada bulunmadığı, ayrıca davalı tarafça ileri sürülen tanıklar tarafından da doğrulanan ... ilinde temlik dışı 18 parça taşınmazı bulunduğu saptanmıştırç
Hal böyle olunca, mahkemece yukarıdaki ilkeler gözetilmek suretiyle hükme yeterli bir soruşturma yapılması, özellikle miras bırakanın taşınır, taşınmaz tüm mal varlığının belirlenmesi ve mal varlığı içerisinde çekişmeye konu taşınmazın konumunun ve değerinin saptanması, değerler arasında oranlama yapılması, böylece mirasbırakanın mirasçıdan mal kaçırma amacı taşıyıp taşımadığının duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, noksan inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.